YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/21140
KARAR NO : 2014/6321
KARAR TARİHİ : 31.03.2014
MAHKEMESİ : Van İş Mahkemesi
TARİHİ : 19/07/2013
NUMARASI : 2011/244-2013/218
Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanuni gerektirici nedenler ile temyiz sebeplerine göre davalı S.. B.. ile davalı şirket vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, 10.12.2010 tarihinde geçirdiği iş kazasında yaralanarak %100 oranında sürekli iş göremezliğe maruz kalan sigortalı kazalı ile sigortalının eş ve çocuklarının maddi ve manevi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı sigortalı için 152.521,58TL maddi-100.000,00TL manevi tazminatın, davacı eş için 10.000,00TL, davacı çocuklar için ise ayrı ayrı 5.000,00’er TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline, davacı eş ve çocukların maddi tazminat davalarının ise reddine karar verilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve kayıtlardan; davacı sigortalının meydana gelen iş kazası neticesinde %100 oranında malul kaldığı , kazanın oluşumunda %30 oranında davacı sigortalı F.. M..’ın, %40 oranında davalı şirketin, %30 oranında da davalı S.. B..nın kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalı yakınlarına verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir.
O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları,tarafların sosyal ve ekonomik durumları,paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu,olayın ağırlığı,davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez ve yine 22.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de açıklandığı üzere zarar görenin müterafik kusurunun varlığı halinde bu durumun manevi tazminatın takdirinde göz önünde bulundurulması gerekir.
Bu açıklamalar sonrasında somut olayda, olay tarihi, tarafların kusur dereceleri ile sosyal ekonomik durumları gözetildiğinde davacı sigortalı F.. M.. lehine kararlaştırılan 100.000,00TL tutarlı manevi tazminat fazladır.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı şirket ve davalı S.. B.. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı M.. Ş..’ye iadesine
31.03.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.