Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/21065 E. 2014/14900 K. 24.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/21065
KARAR NO : 2014/14900
KARAR TARİHİ : 24.06.2014

MAHKEMESİ : İzmir 11. İş Mahkemesi
TARİHİ : 26/09/2013
NUMARASI : 2012/1071-2013/412

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/02/2006-31/03/2007 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R

Dava; davacının davalı tarafından işletilen .. plaka nımaralı ticari takside şoför olarak 01.02.2006 – 31.03.2007 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının, davalı Kurum’da tescilsiz davalı Ö.. E..’e ait ticari taksi işletmesi işyerinde 27.04.2006 – 31.03.2007 tarihleri arasında 334 gün çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına davalı işyerince bildirilen çalışma ve davacı adına düzenlenen işe giriş bildirgesi bulunmadığı, davalı işyerinin 28.10.2009 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı, dönem bordrolarının dosya arasında olmadığı, bordro ve komşu işyeri tanıklarının dinlenilmediği, davacıya 27.04.2006 ve 23.05.2006 tarihlerinde …. plakalı araçla ceza yazıldığı, aracın 04.03.2010 – 28.03.2012 tarihleri arasında davalı adına kayıtlı olduğunu, davacı tanıklarının davacının çalışmalarını doğruladıkları, ancak taksinin davalının babası dava dışı M. E.’e ait olduğunu beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527,30.6.1999 gün 1999/21-549-555,5.2.2003 gün 2003/21-35-64,15.10.2003 gün 2003/21-634-572,3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 10.11.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda; her ne kadar mahkemece kabulüne karar verilen sürenin başlangıcı olarak davacıya yazılan 27.04.2006 tarihli ceza tarihi esas alınmışsa da diğer süreler açısından yetersiz tanık beyanları ile sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; davacının talep ettiği dönemde 35 T 7706 plaka numaralı aracın kimin adına kayıtlı olduğunu ve bu kişi adına ticari taksi işletmesi olarak 506 sayılı Yasa kapsamına alınmış işyeri bulunup bulunmadığını araştırmak, böyle bir işyeri bulunduğu tespit edilir ise dönem bordrolarını dosya arasına alarak re’sen seçilecek bordro tanıklarını dinlemek, ayrıca zabıta marifeti ile davacının çalıştığı durak var ise bu duraktaki diğer taksiciler ile komşu işyeri tanıklarını tespit ederek bu kişileri de dinlemek, böylece talep edilen dönemdeki gerçek işvereni belirleyerek davaya dahil edip toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.