Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/20892 E. 2014/12957 K. 09.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20892
KARAR NO : 2014/12957
KARAR TARİHİ : 09.06.2014

MAHKEMESİ : İzmir 9. İş Mahkemesi
TARİHİ : 24/10/2013
NUMARASI : 2013/72-2013/600

Davacı, Kurumun 21/10/2008-20/11/2010 ve 19/10/2008-18/11/2010 tarihleri arasında ödenen aylıkların iptaline ve yersiz karne kullanımı sebebi ile oluşan tedavi giderlerinin iadesine ilişkin Kurum zararının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden kurum işleminin iptali ile davacının davalı kuruma ödenen aylıklar ve tedavi giderleri nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56’ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, 19/02/2000 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşinden boşandığı, 29/09/2010 tarihinde ise boşandığı eşi ile yeniden evlendiği, davacıya boşanma sonrası yaptığı başvuru sonucunda davalı kurum tarafından ölen anne ve babasından dolayı ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmış, davalı Kurum tarafından davacının eski eşi ile yeniden evlenmesi üzerine re’sen başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 20/01/2012 tarihli kontrol memuru raporuna göre, davacının ve yeniden evlendiği eşinin kayıtlardaki yerleşim yeri olan O.Mah. O.Cad. No:8-96/20 B. İzmir adresinde yapılan araştırmada, davacının alınan beyanında, eski eşinden 2001 yılında boşandığını, 2010 yılından yeniden evlendiklerini, boşanma sonrası kendisinin Menemen’e oturan kız kardeşinin yanına yerleştiğini, ancak ara sıra eve giderek çocuklarının yemekleri ve temizlikleri ile ilgilendiğini, akşamları bu evde hiç kalmadığını, 2-3 sene önce eski eşinin içkiyi bırakması üzerine yeniden evlendiklerini, ayrıldıklarını komşulara hiç söylemediklerini bildirmiş; davacının yeniden evlendiği eşi Savaş de benzer şekilde beyanda bulunmuş olup,
komşu S. B.’ın, eşinin iki yıldır belirtilen adreste apartman yöneticisi olduğunu, davacı ve eşinin 5 yıldır 20 numaralı yan dairede iki çocukları ile birlikte ikamet ettiklerini; aynı apartmanda 17 nolu dairede oturan A.. A..’un ise 20-22 yıldır bu adreste oturduğunu, davacı ve eşinin 10 yıldan fazla süredir 20 numaralı dairede birlikte yaşadıklarını beyan ettikleri görülmüş, medulla sisteminde yapılan incelemede, davacı ve eşinin boşandıkları dönemde 2009 yılı 3 ve 4. aylarında hizmet aldıkları sağlık birimlerinin çakıştığı tespit edilmiştir. Mahkeme huzurunda dinlenen davacı tanığı S. Beyazıt haklı nedene dayanmaksızın beyanını değiştirerek, davacı ve boşandığı eşinin boşanma sonrası birlikte yaşadıklarını görmediğini bildirmiş olup; davacı tanığı A.. A.. ise tevilli beyanında, davacı ve eşinin 20 nolu daireye birlikte girip çıktıklarını, davacının bu adresten başka adrese gittiğini görmediğini ifade etmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, kontrol memuru raporunda beyanına başvurulan kişilerin davacı ve eşinin boşanıp yeniden evlendiklerinden haberdar olmamaları, komşular A.. A.. ve S. B.’ın açıkça davacı ve eşinin uzun süredir belirtilen adreste çocukları ile birlikte yaşadıklarını beyan etmeleri, medulla sisteminde davacı ve eski eşinin boşandıkları dönemde 2009 yılı 3 ve 4. aylarında aynı sağlık birimlerinden hizmet aldıklarının tespit edilmesi, tanık S.B.ın haklı nedene dayanmaksızın değiştirdiği anlaşılan beyanının hükme esas alınamayacağı hususları ile davacı ve eski eşinin yeniden evlenmelerinin fiilen birlikte yaşamın varlığına ilişkin kuvvetli delil niteliğinde olması hususu birlikte göz önüne alındığında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.