YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20809
KARAR NO : 2014/4341
KARAR TARİHİ : 10.03.2014
MAHKEMESİ : Bakırköy 8. İş Mahkemesi
TARİHİ : 26/06/2013
NUMARASI : 2010/240-2013/473
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, temyiz kapsam ve nedenlerine, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacı işçininin iş kazasına nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, 46.190,52 TL maddi ve 8.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 16/03/2009 tarihinde davalıya ait işyerinde daire testerede çalışırken sağ elini makineye kaptırmak suretiyle yaralandığı anlaşılmış, SGK Tedavi Hizmetleri Ve Maluliyet Dairesi Başkanlığının 16/03/2009 tarihli kararında maluliyetin % 6,2 olduğu; yardıma muhtaç olmadığı, kontrolün gerekmediği hususları bildirilmiş, davalı vekilinin itirazı üzerine Daire Başkanlığı’nın 06/06/2011 tarihli kararında, önceki kararda yapılan hesap hatası nedeniyle maluliyet derecesinin % 6,1 olarak düzeltildiği; davalı vekilinin itirazını değerlendirilen Yüksek Sağlık Kurulu Başkanlığının 30/05/2012 tarihli kararında ise davalının aleyhine olacak şekilde davacı sigortalının maluliyetinin, e cetveline göre %8 olduğu tespitine yer verildiği görülmüştür; davacı vekilinin sürekli iş göremezlik derecesine yargılama sırasında ve öncesinde herhangi bir itirazının bulunmadığı; itiraz edenin sadece davalı işverenlik olduğu, bu itibarla davalının itirazı üzerine belirlenen % 6,1’lik maluliyet derecesinin davalı lehine usulü kazanılmış hak oluşturduğu gözetilmeksizin, % 8’lik sürekli iş göremezlik derecesine göre düzenlenen hesap raporu esas alınarak maddi tazminata hükmedildiği ve yine manevi tazminat takdirinde de belirtilen %8’lik maluliyet derecesinin hükme esas alındığı anlaşılmıştır.
Maluliyet oranı ve maluliyet başlagıç tarihi, sigortalıya ve hak sahiplerine bağlanacak gelir ve aylık yönünden önemlidir. Sigortalı veya hak sahipleri kanunda belirtilen oranda maluliyetin gerçekleştiği tarihten itibaren aylık veya gelire hak kazanabilmekdedir. Maluliyet oranında zaman içerisinde değişiklik meydana geldiği taktirde de değişikliğin meydana geldiği tarihten itibaren, sigortalı veya hak sahiplerine tanınan mali imkanların niteliği veya miktarında değişiklik olabilmektedir.
Usuli kazanılmış hak kavramı, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir. (HGK.nun 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.)
Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)
Somut olayda; yukarıda da belirtildiği üzere, SGK tarafından belirlenen %6,2’lik sürekli iş göremezlik derecesine itiraz edenin sadece davalı işverenlik olduğu, davalının itirazı üzerine Daire Başkanlığınca hesap hatası düzeltilerek belirlenen % 6,1’lik maluliyet derecesinin davalı lehine usulü kazanılmış hak oluşturduğu, akabinde Yüksek Sağlık Kurulu tarafından itirazın incelenmesi ile belirlenen % 8’lik sürekli iş göremezlik derecesine göre düzenlenen hesap raporu esas alınarak maddi tazminata hükmedilemeyeceği ve yine manevi tazminat takdirinde de belirtilen %8’lik maluliyet derecesinin hükme esas alınamayacağı gözetilmeksizin hüküm kurulması; usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Öte yandan; davacı vekilinin manevi tazminat isteminde bulunurken ayrıca faiz talebinde bulunmadığı anlaşıldığı halde; 6100 Sayılı HMK’nun 26.maddesi kapsamında düzenlenen taleple bağlılık kuralına aykırı olacak şekilde; manevi tazminat talebi yönünden kaza tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi de isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş; davalı lehine usulü kazanılmış hak oluşturan %6,1 oranındaki sürekli iş göremezlik derecesi esas alınarak hesap raporu tanzim edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi; ayrıca hükmedilecek manevi tazminat miktarının %6,1’lik maluliyet derecesine göre belirlenmesi ile talebe bağlılık kuralı gereği manevi tazminat istemi yönünden yasal faize hükmedilmemesinden ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 10/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.