Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/20803 E. 2014/3010 K. 24.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20803
KARAR NO : 2014/3010
KARAR TARİHİ : 24.02.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/06/2011
NUMARASI : 2003/1446-2011/511

Davacı, meslek hastalığı sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminat ile işçilik alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, sübut bulmayan davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

KARAR

Dava, iş kazasına ve meslek hastalığına uğrayan davacının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı vekilinin 01.02.2010 günlü celsede davanın meslek hastalığına dayalı olarak açıldığını, maluliyete ilişkin iddia ve taleplerinin bulunmadığını belirtmiş olduğu, meslek hastalığı nedeniyle de maluliyetin oluşmadığı gerekçeleriyle “davacının davasının sübut bulmadığı anlaşılmakla reddine” karar verilmiştir.
1-6100 sayılı HMK’nın tutanak ve tutanağın imzalanması ve imza atamayanların durumunu düzenleyen 154. ve 155. maddeleri şöyledir: Madde 154- (1) Hâkim, tahkikat ve yargılama işlemlerinin icrasıyla, iki tarafın ve diğer ilgililerin sözlü açıklamalarını, gerekirse özet olarak zabıt kâtibi aracılığıyla tutanağa kaydettirir.
(2) Taraflar veya diğer ilgililer sözlü açıklamalarını hâkimin izniyle doğrudan da tutanağa yazdırabilir.
(3) Aşağıdaki hususlar mutlak olarak tutanağa yazılır:
a) Mahkemenin adı, duruşmanın açıldığı yer, gün ve saat.
b) Hâkim, zabıt kâtibi, hazır bulunan taraflar ve varsa vekilleri, kanuni temsilcileri, fer’î müdahil ve tercümanın ad ve soyadları.
c) Yargılamanın aleni ya da gizli yapıldığı.
ç) Beyanda bulunana okunmak ve imzası alınmak kaydıyla ikrar, yeminin edası, davanın geri alınmasına muvafakat, davadan feragat, davayı kabule ilişkin beyanlar ve sulh müzakereleri ile sonucu.
d) Beyanda bulunana okunmak kaydıyla taraf, tanık, bilirkişi veya uzman kişi beyanı.
e) Duruşma dışında yapılan işlemlerin özeti.
f) Tarafların sundukları belgelerin neler olduğu.
g) Tarafların soruşturmaya ilişkin istekleri ile diğer kanunların tutanağa yazılmasını emrettiği konular.
ğ) Ara kararları ve hükmün sonucu.
h) Karar veya hükmün açıklanma biçimi.
(4) Tutanakta sözü edilen veya dosyaya konduğu belirtilen belgeler de tutanağın eki sayılır.
(5) Tahkikat ve yargılama sırasında yapılan işlemler teknik araçlarla kayda alınırsa, bu durum bir tutanakla tespit olunur.
Madde 155- (1) Tutanak, hâkim ve zabıt kâtibi tarafından derhâl imzalanır.
(2) Tutanağa imza atamayacak durumda olan kimsenin parmak izi alınır, bunun hangi parmağa ait olduğu belirtilir. Ancak elinde parmak bulunmayanlar, imza yerine mühür veya özel işaret kullanabilirler.
Bu düzenlemeler çerçevesinde;
Davacı taraf dava dilekçesi ile işkazasına ve meslek hastalığına dayalı olarak tazminat taleplerinde bulunmuştur. Her ne kadar Mahkemece iş kazasına dayalı tazminat taleplerinin olmadığı gerekçesiyle iş kazası nedeniyle istenen tazminatlar reddedilmiş ise de davacının talebini daraltması, vazgeçmesi vb. hallerde tatunağa beyanı yazıldıktan sonra ayrıca imzasının da alınacağı belirtilmiş olup bu düzenlemenin kamu düzenine ilişkin olduğu anlaşılmakla; somut olayda davacı vekilinin 01.02.2010 tarihli oturuma ilişkin tutanakta imzasının olmaması nedeniyle belirtilen tutanaktaki beyanla bağlı tutulması mümkün değildir. Hal böyleyken iş kazasına ilişkin talepler hakkında bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2- Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 30.04.2002 tarihinde tespit edilen meslek hastalığının maluliyet bırakmasa da Kurum tarafından 30.04.2002-26.05.2002 arasında 129,67 TL, 31.05.2002-23.06.2002 tarihleri arasında 126,58 TL geçici iş göremezlik ödeneği ödendiği anlaşılmaktadır. Borçlar Kanununun 47. maddesine ve 26.06.1966 gün ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre, manevi tazminata hükmedilmesi için 1-Eylem, 2-Zarar, 3-Zarar ile eylem arasında illiyet bağı, 4-Eylemin hukuka aykırı olması, 5- İşçinin cismani zarara uğraması koşuldur. Somut olayda, davacının zararlandırıcı olay sonucunda vücut bütünlüğünün zarara uğramış olduğu açıktır. Zarara uğrayan kişinin, sağlam insana göre sürekli iş göremez duruma gelmese dahi üzüntü ve elem duyacağı, ruh bütünlüğünün bozulacağı hususlarınında cismani zarar kavramına dahil bulunduğu söz götürmez. Hal böyle olunca ve özellikle yukarıda anılan koşulların oluştuğu da dikkate alınarak, uygun bir miktar manevi tazminata hükmetmek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 24/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.