Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/2076 E. 2014/2997 K. 24.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2076
KARAR NO : 2014/2997
KARAR TARİHİ : 24.02.2014

MAHKEMESİ : Bolu İş Mahkemesi
TARİHİ : 15/11/2012
NUMARASI : 2010/428-2012/297

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/03/1996-30/06/2006 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 01/03/1996-30/06/2006 tarihleri arası davalı nezdinde çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, a) Davacının davalı şirket işyerinde 01.03.1996 – 12.07.2000 devresine ait hizmet tespiti davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine,
b) Davacının 12.07.2000-09.07.2004 tarihleri arasında davalı şirket işyerinde çalıştığı ispatlanamadığından bu devre ile ilgili talebinin reddine,
c) Davacının davalı şirket işyerinde 09.07.2004 ile 30.06.2006 tarihleri arasında hizmet akdi ile asgari ücretle çalıştığının tespitine karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve inceleme sonucu varılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır.Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat edilebilirse de, çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde
işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Öte yandan çalışma blok çalışma niteliğinde yani kesintisiz bir şekilde devam ediyorsa hak düşürücü süre oluşmayacaktır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı adına davalı tarafından işe giriş bildirgesinin verilmediği, herhangi bir bildirim yapılmadığı, davacının şikayeti üzerine Bakanlık müfettişliğince düzenlenen raporda herhangi bir çalışmasının tespit edilemediğinin belirtildiği, uyuşmazlık konusu dönemi kapsayacak şekilde dönem bordrolarının getirtildiği, davalı şirket tarafından kaşeli ve imzalı olan Yapı Kredi Bankasına hitaben yazılı 30/06/2006 tarihli yazıda davacının 01/03/1996 tarihinden beri işyerinde müdür olarak çalıştığının belirtildiği, davacı tarafından gösterilen tanıklar davacının 1996-2006 arası kesintisiz müdür olarak çalıştığını, davalı tarafından gösterilen tanıklar ise, davacının işyerinde hiç çalışmadığını, işyerinde çalışan iki ağabeyini ara sıra ziyarete geldiğini belirttikleri anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının 01/03/1996-30/06/2006 tarihleri arası dönemde davalı nezdinde çalışıp çalışmadığı noktasında çıkmaktadır.
Somut olayda, fiili çalışma konusunda tarafların gösterdiği tanıkların beyanları arasında oluşan çelişkilerin giderilmediği, dönem bordrolarından bordro tanıklarının resen tespit edilip dinlenmediği, böylece davacının çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmediği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; öncelikle dosyadaki dönem bordrolarından uyuşmazlık konusu dönemi kapsayacak şekilde bordro tanıklarını resen tespit edip dinlemek, gerekirse Kurumdan sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenleri veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının beyanlarına başvurmak, komşu işyeri tanıklarının çalışma süresini tereddütsüz belirlemek amacıyla gerek görüldüğü takdirde hizmet döküm cetvellerini getirterek fiili çalışmanın varlığını belirlemek, eğer fiili çalışma varsa kesintisiz olup olmadığını tespit etmek, eğer fiili çalışma var ve kesintisiz yani blok çalışma niteliğinde ise, hak düşürücü sürenin oluşmayacağı göz önünde bulundurularak, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ile davalılardan Ö…İnşaat Akaryakıt Turizm Lokantacılık Gıda San.Tic.Ltd.Şti.’ne iadesine, 24/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.