Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/20726 E. 2014/16664 K. 08.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20726
KARAR NO : 2014/16664
KARAR TARİHİ : 08.09.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 15. İş Mahkemesi
TARİHİ : 10/10/2013
NUMARASI : 2013/1135-2013/610

Davacı, maaş kesme işleminin iptaline, yapılan kesintilerin faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının yaşlılık aylığını iptal eden Kurum işleminin iptali ile kesilen yaşlılık aylıklarının faizi ile iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının kurumdan emekli maaşı almakta iken sermayesinin % 50 den fazlası kamuya ait olan Kartal Belediyesi’nin iştirak şirketi olan Kartuşsaş şirketinde 30/04/2009 tarihinde işe başlayıp 30/09/2010 tarihinde işten ayrıldığı, ayrıldıktan sonra davalı kurum tarafından emekli aylığının 30/04/2009 tarihi itibarı ile durdurulup 30.4.2009- 21.4.2012 tarihleri arası fuzulen ödenen 31.960,53 TL’nin davacı adına borç kaydedildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı 21.4.2005 tarihinde kabul edilen ve 27.04.2005 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 5335 sayılı Kanun’un 30. maddesidir. Anılan maddede; “Cumhurbaşkanı tarafından atananlar, Bakanlar Kurulu kararı veya müşterek kararnameyle atanan veya görevlendirilenler, Türkiye Büyük Millet Meclisince yapılan seçimler sonucunda görev verilenler ile yükseköğretim kurumlarının öğretim üyeliklerine yapılacak atamalar hariç olmak üzere, herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanlar, genel bütçeye dahil dairelerin, katma bütçeli idarelerin, döner sermayelerin, kefalet sandıklarının, sosyal güvenlik kurumlarının ve bütçeden yardım alan kuruluşların kadrolarına açıktan atanamazlar. Diğer kanunların bu fıkraya aykırı hükümleri uygulanmaz.
Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanlar bu aylıkları kesilmeksizin; genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, döner sermayeler, fonlar, belediyeler, il özel idareleri, belediyeler ve il özel idareleri tarafından kurulan birlik ve işletmeler, sosyal güvenlik kurumları, bütçeden yardım alan kuruluşlar ile özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları ile müessese ve işletmelerinde ve sermayesinin %50’sinden fazlası kamuya ait olan diğer ortaklıklarda herhangi bir kadro, pozisyon veya görevde çalıştırılamaz ve görev yapamazlar.
Diğer kanunların emeklilik veya yaşlılık aylığı almakta iken emeklilik veya yaşlılık aylıkları ve/veya diğer tazminatları kesilmeksizin atanmaya, çalıştırılmaya veya görevlendirilmeye izin veren hükümleri ile 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun ek 11 inci maddesine göre 1.1.2005 tarihinden önce alınmış Bakanlar Kurulu kararları uygulanmaz” hükmü getirilmiştir.
01.10.2008 tarihi itibariyle yürürlükten kalkan 506 sayılı Yasanın 121/2. maddesinde yanlış ve yersiz ödendiği anlaşılan her türlü gelir, aylık ve sigorta yardımlarının 84. Maddenin son fıkrası saklı kalmak kaydıyla ilgililerin sonraki her çeşit istihkaklarından kesilmek suretiyle geri alınacağı, Kurumun genel hükümlere göre takip hakkının saklı olduğu bildirilmiştir.
Ancak 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren yersiz ödemelerin geri alınmasına ilişkin 5510 sayılı Yasanın 96. maddesinde “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler; a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden, b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, üç aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan,itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edileceği, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınacağı, alacakların yersiz ödemelere mahsubunun, en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılacağı, kanunî faizin kalan borca uygulanacağı, bu hüküm ilgili hak sahiplerinin muvafakat etmeleri kaydıyla, aynı dosyadan diğer bir hak sahibine yapılan yersiz ödemelere mahsubunda da uygulanacağı, yersiz ödemenin gelir ve aylıklardan kesilmesinde, kesintinin başlayacağı ödeme dönemi başı itibarıyla kanunî faizi ile birlikte hesaplanan borç tutarı, gelir ve aylıktan % 25 oranında kesilmek suretiyle uygulanacağı, yersiz ödemelerin tespiti ile geri alınmasına ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esasların, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği bildirilmiş bu şekilde” kurumca yersiz ödemelerin geri alınmasına ilişkin esas ve usuller belirlenmiştir.
Konuya ilişkin 5510 sayılı Yasa öncesi mevzuata bakıldığında, 506 sayılı Yasanın “Yersiz ve yanlış ödemelerin tahsili”ni düzenleyen 121. maddesinde yersiz ödeme halinde iade yükümünün kapsamını belirleyen bir düzenleme bulunmadığı gibi, anılan Yasa içeriğinde konuyu düzenleyen başka bir düzenlemenin de yer almadığı görülmektedir. 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi ile 506 sayılı Yasada yer almayan yeni bir düzenleme getirilmiş, sebepsiz zenginleşmenin sigortalının veya hak sahibinin kasıtlı kusurlu davranışından veya Kurumun hatalı işleminden kaynaklanmasına bağlı olarak istirdadı mümkün ödeme miktarları belirlenmiştir. Kapsam belirlendikten sonra, ilgilinin Kurumdan alacağı yoksa geri alma işleminin genel hükümlere göre yapılacağı öngörülmüştür. 5510 sayılı Yasanın geçici maddelerinde ise, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğini öngören herhangi bir kural yer almamaktadır.
Belirtilen nedenlerle; 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi hükmünün, Kurumun yersiz ödemeden kaynaklanan alacakları konusunda süren uyuşmazlıklara uygulanması gerekmektedir.
HGK’nun 06.04.2011 günlü, 2010/21-726 E., 2011/68 K., 15.06.2011 günlü, 2011/21-362 E., 2011/409 K., 06.07.2011 günlü, 2011/21-402 E., 2011/472 K. sayılı kararları da bu yöndedir.
Somut olayda, davacı 5335 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girdiği 27.04.2005 tarihinden itibaren 5335 sayılı Yasanın 30/2. maddesine göre herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanların bu aylıkları kesilmeksizin; genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, döner sermayeler, fonlar, belediyeler, il özel idareleri, belediyeler ve il özel idareleri tarafından kurulan birlik ve işletmeler, sosyal güvenlik kurumları, bütçeden yardım alan kuruluşlar ile özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları ile müessese ve işletmelerinde ve sermayesinin %50’sinden fazlası kamuya ait olan diğer ortaklıklarda herhangi bir kadro, pozisyon veya görevde çalıştırılamayacağı ve görev yapamayacağından bu tarihten sonraki döneme ilişkin aylıkların davacıdan 5510 sayılı Yasa’nın 96. maddesi de göz önüne alınarak tahsil edilmesi gerekmektedir.
Hal böyle olunca, davacının SSK’ya tabi olarak tarihleri arasında almış olduğu yaşlılık aylıklarının 5335 sayılı Yasa’nın 30. maddesine göre geri alınmasına yönelik Kurum işlemi yerinde ise de, davacının 30/04/2009 tarihinde işe başlayıp 30/09/2010 tarihinde işten ayrıldığı gözetilerek 5510 sayılı Yasa’nın 96. maddesinin göz önüne alınarak iade ile sorumlu olduğu miktar belirlenerek çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş; davacının 30/09/2010 tarihine kadar çalışmasına rağmen davalı Kurumca 21.4.2012 tarihine kadar olan aylıkları kesilmiş olduğundan, davacının 30/04/2009-30/09/2010 tarihleri arasında almış olduğu yaşlılık aylıklarından ve birikmiş faizinin ne kadarlık kısmını iade ile sorumlu olduğunu 5510 sayılı Yasa’nın 96. maddesi göz önüne alınarak belirleyip çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 08/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.