Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/20690 E. 2014/13307 K. 10.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20690
KARAR NO : 2014/13307
KARAR TARİHİ : 10.06.2014

MAHKEMESİ : Samsun 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 02/10/2013
NUMARASI : 2008/561-2013/484

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle maddi tazminat talebi atiye bırakıldığından karar verilmesine yer olmadığına 30.000.00.-TL. manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalılar vekillerince istenilmesi ve davalılardan S. P. E.San. ve Tic.Ltd. Şti.vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10/06/2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılardan S.. Ş.. vekili Avukat N.Ç., Kurum vekili Avukat Ad.B. ile karşı taraf vekili Avukat A. B. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi . tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere ve özellikle davacıya sürekli iş göremezlik durumuna girdiği tarih yerine kaza tarihinden itibaren gelir bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesi hatalı ise de, Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulu ile Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu raporlarına göre davacının sürekli iş göremezlik durumunun kaza tarihinden üç ay sonra başlayacağının belirlenmesi karşısında, sürekli iş göremezlik gelirinin bağlanmasında bu tarihin esas alınmasının yasa gereği olup infaz sırasında Kurumca dikkate alınmasının mümkün bulunmasına göre davalı SGK Başkanlığı vekilinin tüm, davalı S. P.E.f San Tic Ltd Şti vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava 09.11.2006 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik oranının ve iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle gelir bağlanması gerektiğinin tespiti ile aynı kaza nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının sürekli iş göremezlik oranın % 17,00 olduğuna ve bu oran üzerinden kaza tarihinden itibaren gelir bağlanması gerektiğinin tespiti ile atiye bırakıldığından maddi tazminat istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat isteminin ise kabulüne karar verilmişse de manevi tazminatın takdirinde yanılgıya düşüldüğü, manevi tazminatın fazla takdir edildiği anlaşılmaktadır.
Davacının iş kazası sonucu % 17,00 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı olayda davacının % 25 davalı işverenin % 75 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Gerek mülga B.K’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına hüküm altına alınan 30.000,00-TL manevi tazminatın fazla olduğu açıkça belli olmaktadır.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, manevi tazminatın takdirinde yanılgıya düşülerek ve özellikle manevi tazminatın fazla takdiri suretiyle yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı S.P.E. San Tic Ltd Şti vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, davalılardan S.. Ş.. yararına takdir edilen 1.100.00.TL duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalılardan S.. Ş..’ne iadesine, 10/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.