YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20684
KARAR NO : 2014/6778
KARAR TARİHİ : 03.04.2014
MAHKEMESİ : Aksaray İş Mahkemesi
TARİHİ : 14/05/2013
NUMARASI : 2011/233-2013/196
Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacılar ile davalılardan E.. A.. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi N. F. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacıların yakınlarının sigortalının iş kazası sonucu ölümü nedeniyle uğradıkları maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, ölen sigortalının, davalı şirket yanında sigortalı işçi olarak çalışmakta iken, 19.07.2007 tarihinde kamyondan parke taşı taşıdığı sırada ayağına parke taşının düşmesi sonucunda yaralandığı, şantiye yetkililerince hemen hastaneye götürüldüğü ve hastanede yapılan müdahale ile ayağının sargıya alındığı ve hastane doktorlarınca başka bir tıbbi işleme gerek görülmeyerek eve gönderildiği, aradan 2-3 gün geçtikten sonra rahatsızlanması üzerine tekrar hastaneye kaldırıldığı ve yapılan tetkiklerde kangren olması üzerine ayağının kesildiği ve tıbbi müdahale uygulamaya devam edildiği ve olaydan 19 gün sonra fenalaşarak hastaneye kaldırıldığı, burada ise yapılan tıbbi müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybettiği anlaşılmaktadır.
İşyerinde meydana gelen iş kazaları nedeniyle işverenin hukuki sorumluluğunun niteliği Yargıtay’ın önceki kararlarında da benimsediği görüşe göre, kusura dayanmaktadır. İsviçre ve Türk Hukuk Sisteminde özel bir düzenleme söz konusu olmadıkça asıl olan kusur sorumluluğudur. İşyerinin işletilmesi ile zarar arasında uygun bir illiyet bağı yoksa, işverenin sorumluluğundan söz edilemez.
Kusur sorumluluğunda 3 halde illiyet bağı kesilebilir. Bunlar, mücbir neden, zarar görenin kusuru ve 3. kişinin kusurudur. Öğretide illiyet bağını kesen nedenlerin bütün sorumluluk halleri için geçerli olduğu vurgulanmaktadır. Çünkü kusurlu olmadığı halde işvereni, meydana gelen zarardan sorumlu tutmak adalet ve hakkaniyet duygularını incitir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.3.1987 tarih ve 1986/9 – 722 Esas, 203 karar sayılı kararı da aynı doğrultudadır.
Somut olayda 27.10.2010 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda iş kazası ile ölüm arasında illiyet bağının bulunduğu belirlendiğinden, davalı işveren şirketin sorumluluğuna gidilmiş ise de; davacının iş kazası sonucu yaralanması üzerine, kendisine uygulanan tedavi
./..
-2-
ESAS NO : 2013/20684
KARAR NO : 2014/6778
sırasında hekim hatası olup olmadığı araştırılmamıştır. Hekim hatası var ise, olayda, 3.kişinin kusuru illiyet bağını keseceğinden, mahkemece 506 sayılı Yasa’nın 109.maddesindeki ve 5510 sayılı Yasa’nın 95.maddesindeki prosedür izlenerek, gerekirse Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Dairesinden, itiraz halinde Adli Tıp Genel Kurulu’ndan rapor alınmak suretiyle olayda hekim hatası bulunup bulunmadığı tespit edilip sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı ile davalılardan E.. A..’nin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ile davalılardan E.. A..’ne iadesine, 03/04/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Başkan
Mesut BALCI
Üye
H. KARA
Üye
T. TOPRAK
Üye
B. AYDOĞAN
Üye
A. YENER
(M)
İ.K
MUHALEFET ŞERHİ
Dava, davacıların yakınlarının sigortalının iş kazası sonucu ölümü nedeniyle uğradıkları maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, ölen sigortalının, davalı şirket yanında sigortalı işçi olarak çalışmakta iken, 19.07.2007 tarihinde kamyondan parke taşı taşıdığı sırada ayağına parke taşının düşmesi sonucunda yaralandığı, şantiye yetkililerince hemen hastaneye götürüldüğü ve hastanede yapılan müdahale ile ayağının sargıya alındığı ve hastane doktorlarınca başka bir tıbbi işleme gerek görülmeyerek eve gönderildiği, aradan 2-3 gün geçtikten sonra rahatsızlanması üzerine tekrar hastaneye kaldırıldığı ve yapılan tetkiklerde kangren olması üzerine ayağının kesildiği ve tıbbi müdahale uygulamaya devam edildiği ve olaydan 19 gün sonra fenalaşarak hastaneye kaldırıldığı, burada ise yapılan tıbbi müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybettiği anlaşılmaktadır.
İş kazası ile ölüm arasında çok sıkı bir bağ olduğundan, ölümün meydana gelmesinde, hekim hatası olsa bile, bu husus, müteselsil sorumlular arasındaki rücu ilişkisinde dikkate alınması gerektiğinden, sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılamıyorum.