Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/20571 E. 2014/13306 K. 10.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20571
KARAR NO : 2014/13306
KARAR TARİHİ : 10.06.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 21. İş Mahkemesi
TARİHİ : 01/10/2013
NUMARASI : 2013/341-2013/96

Davacı, Kurum tarafından gönderilen ödeme emirlerinin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle, davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacı vekilince istenilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10/06/2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü davacı vekili Av. H.. B.. ile karşı taraf vekili Avukat A. B. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakim tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıda karar tespit edildi.
KARAR
Dava nitelikçe yönetim kurulu üyesi olduğu anonim şirketlerin prim borçları ve gecikme zammı nedeniyle gönderilen ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının davasının reddi ile 6183 sayılı yasanın 58. maddesi gereğince alacağın % 10 zamlı olarak tahsiline karar verilmiş ve bu karar süresinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dışı şirketlerin prim borçları ile davacının takibe konu dönemde anılan şirketlerin yönetim kurulu üyesi olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık yönetim kurulu üyesi olarak davacının anonim şirketlerin prim borçlarından sorumlu olup olmayacağına ilişkindir.
Ödeme emirlerinin konusu olan prim alacaklarının doğum tarihleri dikkate alındığında prim alacağının 5510 sayılı yasanın yürürlüğünden önce ve sonra doğmuş bulunmasına göre davacının durumunun ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir. 5510 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden sonra ortaya çıkan kurum alacakları bakımından davanın yasal dayanağı 5510 sayılı yasanın doğum tarihine göre durumun değerlendirilmesi gerekir. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinden sonraki prim alacakları bakımından 5510 sayılı Yasanın 88/20. maddesi olup anılan düzenlemeye göre “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” Hal böyle olunca yönetim kurulu üyesi bulunduğu anonim şirketlerin 01.10.2008 tarihinden sonra tahakkuk eden prim borçları bakımdan kurumca gönderilen ödeme emirlerinin iptaline yönelik istemin reddi isabetlidir.
01.10.2008 tarihinden önce tahakkuk eden prim alacağına gelince; Bu yönüyle davanın yasal dayanağını ise 506 sayılı yasanın 80/12 maddesi oluşturur. Anılan düzenlemeye göre, “Sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” Üst düzey yöneticinin prim borcundan sorumlu olması için, prim borcunun doğduğu dönemde tahakkuk ve tediye konularında yetkili olması, buna karşın haklı neden olmaksızın bu yükümlülükleri yerine getirmemesi gerekir. Üst düzey yöneticiliğinden amaç şirketin mali ve ekonomik konularda tek başına emir ve tasarruf yetkisine sahip ve bu konuda özel biçimde kendisine yetki ve görev verilen kişilerdir. Bir A. Ş.’de üst düzey yöneticiden söz edebilmek için yönetim kurulu başkanı, başkan vekili veya şirket kuruluşunda açıkça şirketi temsile ve imza yetkisi verilen yönetim kurulu üyesi olmak gerekir. Ayrıca şirketin tüm işlerini yönetmek üzere görevli genel müdür veya mali işlemlerden sorumlu muhasebecisi olması durumunda bu kişiler dahi şirketin mali işlerinde yetkili ve görevli olmaları nedeniyle üst düzey yöneticisi kabul edilebilirler. Bunun dışında şirkete mali yük getirebilecek veya şirketin mali konularında işlem yapmaya yetkili bulunmayan kişiler 506 sayılı kanunun 80.maddesinde öngörülen biçimde üst düzey yetkilisi kabul edilemez ve bu kişilerin işveren şirket ile birlikte doğrudan müteselsil (zincirleme) sorumluluğundan söz edilemez. Hal böyle olunca yönetim kurulu başkan ya da vekili olmayan davacının şirketi temsil ve ilzama yetkili olup olmadığı, imza yetkisi varsa bunun kapsamına ilişkin sirkülerle ticaret sicil gazeteleri getirtilmeden eksik araştırma ve inceleme ile sonuca gidilmesi isabetli değildir.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 1.100.000 TL. Duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
10.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.