Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/20463 E. 2014/11130 K. 26.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20463
KARAR NO : 2014/11130
KARAR TARİHİ : 26.05.2014

MAHKEMESİ : Ankara 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 07/10/2013
NUMARASI : 2012/459-2013/1302

Davacı, muvazalı boşanma nedeniyle kesilen ölüm aylığının tekrar bağlanmasına, aylığın kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden kurum işleminin iptali ile davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56’ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, 23/01/2008 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşinden boşandığı, 21/04/2011 tarihinde ise boşandığı eşi ile yeniden evlendiği, davacıya boşanma sonrası 08/04/2008 tarihinde yaptığı başvuru sonucunda davalı kurum tarafından ölen babasından dolayı ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmış, davalı Kurum tarafından davacının eski eşi ile yeniden evlenmesi üzerine re’sen başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 09/01/2012 tarihli kontrol memuru raporuna göre, davacının kayıtlardaki yerleşim yeri olan G. Mah. 376. Sok. No:5/7 D. Apt. Gölbaşı/Ankara adresinde yapılan araştırmada, davacının yeniden evlendiği eşi ile görüşülmüş, beyanında davacı ile bu adreste 1,5 yıldır ikamet ettiklerini, iki çocuğu ve eşi ile birlikte oturduğunu, öncesinde Balikesir’de yaşadıklarını, çocuklarının okul durumu nedeni ile Ankara’ya yerleştiklerini bildirmiştir. Mahkemesince yaptırılan 30/07/2013 tarihli kolluk araştırmasında, davacının bir dönem yaşadığı G. Mah. 276. Sok. No:5/7 G. /Ankara adresinde, davacının ev sahibi N. D. ile yapılan görüşmede, davacının eşini taşındıkları sırada birkaç gün gördüklerini, sonrasında ikamete hiç gelmediğini beyan ettiği görülmüş, mahkeme huzurunda dinlenen davacı tanığı yeniden evlendiği eşi Kemal Alkan beyanında; davacının boşandıktan sonra Ankara’ya çocuklar ile birlikte geldiğini, gemi kaptanı olması nedeni ile kendisinin Ankara’ya gelemediğini, yeniden evlenmeden önce çocukları görmek için Ankara’ya gelip gittiğini, davacı ile birlikte yaşamadıklarını, kontrol memuru tarafından düzenlenen tutunakta belirtildiği şekilde beyanda bulunmadığını, sadece ailesinin belirtilen adreste yaşadığını bildirdiğini, kendisinin evlenmeden önce bu adreste oturmadığını ifade etmiş olup, mahkeme huzurunda dinlenen diğer davacı tanıklarının,
– davacının boşanma sonrası Ankara’da okuyan kızının yanına yerleştiğini, eski eşi ile fiilen birlikte yaşamadıklarını, gemi kaptanı olan eski eşin çocuklarını görmek için ara sıra Ankara’ya gelip gittiğini beyan ettikleri görülmüştür.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, kontrol memuru raporunda beyanına başvurulan davacının yeniden evlendiği eşinin, 1,5 yıldır belirtilen adreste fiilen ailesi ile yaşadığını açıkça beyan etmesi, mahkemesince yaptırılan kolluk araştırma tutanağının içeriğine göre, eski eşin davacı Ankara’ya taşındığı sırada, birkaç gün süre ile davacı ve çocuklarının yanında bulunduuğunun anlaşılması, davacının yeniden evlendiği eşinin, gemi kaptanı olması sebebi ile sürekli olarak Ankara’da bulunmasının işin doğasına uygun olmayışı, davacının eski eşinin mahkeme huzurunda verdiği ve haklı nedene dayanmaksızın değiştirdiği anlaşılan beyanının hükme esas alınamayacağı hususları ile davacı ve eski eşinin yeniden evlenmelerinin fiilen birlikte yaşamın varlığına ilişkin kuvvetli delil niteliğinde olması hususu birlikte göz önüne alındığında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.