Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/20458 E. 2014/17043 K. 11.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20458
KARAR NO : 2014/17043
KARAR TARİHİ : 11.09.2014

MAHKEMESİ : Ankara 7. İş Mahkemesi
TARİHİ : 02/10/2013
NUMARASI : 2008/767-2013/954

Davacı, maluliyet aylığı almaya hak kazandığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacıya zeka geriliği nedeniyle maluliyet aylığı bağlanması talebine ilişkindir.
Mahkemece, davacının iş gücünü % 60 kaybetmemiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 51. maddesi hükmü gereğince, dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir. Aynı Yasa’nın 50. maddesi hükmü uyarınca da medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine de sahiptir. Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olmayan gerçek kişiler ise, davada kanuni temsilcileri tarafından temsil edilir. Gerçek kişinin medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip.olup olmadığı ise, Türk Medeni Kanunu’nun 9 ve izleyen maddeleri hükümlerine göre belirlenir. Türk Medeni Kanunu’nun 405. maddesi hükmü gereğince, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır. Bu husus, mahkemece, tespit olunduğunda hemen yetkili vesayet makamına bildirilmelidir.
HMK’nııı 114/d maddesi hükmü gereğince tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartı olup; mahkemece her aşamada, doğrudan gözetilmesi gerekir. Bu hukuksal sebeplerle, Türk Medeni Kanunu’nun 405. maddesi gereğince davacının vesayet altına alınmasının gerekli olup olmadığının ilgili vesayet makamına bildirilmesi ve HMK’nın 56. maddesi hükmü gereğince işlem yapılması zorunludur.
Somut olayda, davacının Ankara Numune Hastanesinin 24.12.1999 tarihli sağlık kurulu raporunda kesin tanının hafif derecede mental retardasyon olduğu belirtilmiş, hükme dayanak alınan Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Dairesi’ııin 30.1 1.2012 tarihli raporunda ise maliiliyet oranı belirtilmemiş, iş gücünü % 60 oranında kaybetmemiş olduğunun saptanmasıyla yetiniImiştir.
Yapılacak iş; sulh hukuk mahkemesine davacıya vasi tayini gerekip gerekmediği konusunda gerekli işlemleri yapmak için ihbarda bulunmak, sonucunu beklemek ve vasi atanması durumunda atanan vasinin vesayet makamından alacağı husumet izin belgesiyle davayı takip etmesi sağlandıktan sonra tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz, itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
11/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.