YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20293
KARAR NO : 2014/3845
KARAR TARİHİ : 04.03.2014
MAHKEMESİ : Ankara 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 03/05/2013
NUMARASI : 2011/222-2013/532
Davacı, davalı Kurum işleminin iptaliyle, borçlu olmadığının tespitiyle, yaşlılık aylığına hak kazandığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava; davacının hizmetlerini iptal eden Kurum işleminin iptali, davacının borçlu olmadığının tespiti, kesilen aylıkların kesildiği tarih itibari ile ödenmesi, bu taleplerin kabul edilmemesi halinde, davacının birleştirilen hizmetleri ve 506 sayılı Kanuna tabi hizmetlerine istinaden 2. bir tahsis talebine gerek kalmaksızın hakkettiği tarihten itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti, Kurumun iptale ilişkin işleminin kısmen iptali ve davacının kısmen borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının hizmetlerinin iptaline ilişkin kurum işleminin iptaline, davacının borçlu olmadığı ve kesilen yaşlılık aylıklarının kesildiği tarihten itibaren davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının 18760, 13132, 14158, 13330 ve 11545 sicil numaralı işyerlerinden görülen toplam 822 günlük sigortalılığının fiili çalışmaya dayanıp dayanmadığı, buna göre iptal edilip edilemeyeceği ve bu sürelerin iptalinden sonra davacının yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanamayacağına ilişkindir.
506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasa’sının 2 ve 6. maddelerinde açıkça belirlendiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça, hizmet akdine dayanılarak dahi sigortalılıktan söz edilemez.
Davacının bir kısım sigortalılık süresini fiili çalışma olmadığı gerekçesi ile iptal eden Kurum işleminin iptaline ilişkin davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına 01.01.1988 – 09.09.1988 tarihleri arasında 248 gün N..M..Y..Kooperatifine ait …sicil numaralı işyerinden, 01.09.1985 – 30.11.1985 tarihleri arasında 90 gün M. Cemal T…’ye ait 13132 sicil numaralı işyerinden, 01.10.1984 – 30.4.1985 tarihleri arasında 210 gün Mehmet K…’ya ait 14158 sicil numaralı bina inşaatı işyerinden, 01.01.1984 – 30.09.1984 tarihleri arasında 270 gün Yücel S… ve Bayram E..Sayın’a ait 13330 sicil numaralı bina inşaatı işyerinden, 16.11.1983 – 31.12.1983 tarihleri arasında 44 gün Aydın G.. ve Salih Z…G…’ye ait 11545 sicil numaralı halı-yün imalatı işyerinden olmak üzere toplam 822 gün çalışmanın bildirildiği, 30.11.1998 tarihli müfettiş raporunda; “davacının bu sigortalılık süresinin fiili çalışmaya dayanmadığı, bu dönemde davacının muhasebe bürosunda çalıştığı, bu nedenle davacıya ait dava konusu çalışmaların iptal edilmesi gerektiğinin belirtildiği, davacıya 01.01.2004 tarihinden itibaren iptal edilen çalışmaları da dahil edilerek yaşlılık aylığı bağlandığı, Kurum tarafından 19.12.2009 tarihinde, müfettiş raporu doğrultusunda davacının ihtilaflı olan 822 günlük çalışmasının iptal edildiği, buna bağlı olarak yaşlılık aylığının başlangıç tarihi olan 01.01.2004 tarihi itibari ile kesildiği ve 01.01.2004 – 19.12.2009 tarihleri arasında ödenen aylıkların yersiz ödendiği belirtilerek borç çıkarıldığı görülmüştür.
Somut olayda; davacının iptal edilen sigortalılık süresinin fiili çalışmaya dayanıp dayanmadığı yönünden ayrıntılı araştırma yapılmadan eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmıştır.
Yapılacak iş; davacının iptal edilen çalışmalarının geçtiği işyerlerinin ihtilaflı döneme ilişkin tüm dönem bordrolarını getirtmek ve bu bordrolarda ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerlerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra, davacının yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığı, kazanıyor ise hangi tarihten itibaren hak kazandığı, buna göre Kuruma borçlu olup olmadığının belirlenerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 04.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.