Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/20193 E. 2014/7273 K. 08.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20193
KARAR NO : 2014/7273
KARAR TARİHİ : 08.04.2014

MAHKEMESİ : Malatya 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 26/09/2013
NUMARASI : 2013/4-2013/742

Davacı, Kurum işleminin iptali ile tevfikat kesintilerine göre geriye dönük tescil işleminin yapılmasına, 6111 sayılı Kanundan yararlandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun, aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile 6111 sayılı Yasadan yaralandırılması istemine ilişkindir.
Dairemizin 03/12/2012 tarih ve 2012/22119 Esas, 2012/21894 Karar sayılı bozma kararı üzerine, mahkemece, 01/08/1997-31/12/1997, 01/07/1999-31/12/1999, 01/07/2001-31/12/2001, 08/06/2011- devam şeklinde davalı kurum tarafından 6270 sayılı yasa uyarınca 2926 sayılı yasa kapsamında süreler kabul edildiğinde bu süreler yönünden dava konusuz kaldığından bu tarihler itibarı ile karar verilmesine yer olmadığına, davalı Kurum tarafından 6270 sayılı yasa kapsamında kabul edilmeyen 01/01/1998- dava tarihi olan 31/05/2011 tarihleri arasında da (sulama birliği kayıtları dikkate alınarak davalı kurum tarafından kabul edilen süreler dışlanmak kaydı ile ) 2926 sayılı Yasaya tabi Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, davacının 6111 sayılı Yasadan faydalanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir. Tarımsal faaliyetin sürdüğünün, faaliyete ilişkin olarak hangi tarımsal ürünlerin üretildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir. Prim tevkifatı ve ürün tesliminin, iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde de, tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının 2001 yılından sonra herhangi bir ürün teslimi yada prim kesintisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Prim kesintisine dayalı tespit davalarında, ilk prim kesintisinin yapıldığı yılı takip eden yıllarda da, prim kesintisinin veya ürün tesliminin yani tarımsal faaliyetin düzenli olması gerekir. Düzenli prim kesintisi ve ürün tesliminden amaç, bunun her yıl yapılabileceği gibi, prim kesintisi veya ürün tesliminin iki yıla kadar olan süre dışında devam ettiği durumlarda da düzenli olduğu dolayısıyla tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir. Davacının uyuşmazlık konusu dönem içerisinde 01/01/2002-31/05/2011 tarihleri arasında herhangi bir prim kesintisi ve ürün tesliminin bulunmadığı dolayısıyla sigortalılık koşullarının oluşmadığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının 01/01/2002-31/05/2011 tarihleri arasında herhangi bir prim kesintisi ve ürün tesliminin bulunmadığı dolayısıyla sigortalılık koşullarının oluşmaması nedeniyle bu dönem yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken davacının bu dönemde sigortalı olduğuna hükmedilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.