Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/20165 E. 2014/2388 K. 17.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20165
KARAR NO : 2014/2388
KARAR TARİHİ : 17.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 10. İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/09/2013
NUMARASI : 2009/397-2013/1000

Davacılar, iş kazası sonucu maluliyetten doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi, davalılar vekilince de duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, Suudi Arabistanda çalışırken 20.07.2008 tarihinde meydana gelen iş kazasında yaralanarak %100 malül kalan sigortalı ile onun yakınlarının (eşi çocuğu, anne ve babasının) maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, asıl davada davalı O… Taahüt Ltd.Şti’nin yaptığı 300.000,00 TL’lik ön ödeme nedeniyle davada konusuz kalan 180.016,44 TL yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davacı sigortalının talebi ile bağlı kalarak 1.366.638,64 TL maddi-100.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline, birleşen davada eş için 30.000,00 TL, çocuk için 15.000,00 TL anne ve baba için ise 10.000,00’erTL manevi tazminatın yine davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, yargılamaya konu iş kazasının Suudi Arabistan’da meydana geldiği, sigortalı kazalıya yurt dışındaki bu iş kazası nedeniyle Suudi Arabistan Sosyal Güvenlik Kurumunca 87.760 ABD Doları ödeme yapıldığı, yine yargılama sırasında davalı O… Taahüt Ltd.Şti’nin davacı sigortalıya B.K.’nun 76.maddesi kapsamında 300.000,00 TL ön ödemede bulunduğu, 13.06.2011 tarihli kusur raporunda anılan iş kazasının tamamen davalı işverenler kusuru ile meydana geldiğinin belirtildiği, hükme esas alınan hesap raporunda davacı sigortalının ücreti bakımından Türkiyede çalışacağı varsayılan dönem bakımından asgari ücretin yaklaşık 3,2 katı ücretten hesaplamanın yapılıp sigortalının Suudi Arabistan’da çalışacağı düşünülen dönem bakımından ise asgari ücretin yaklaşık 1,3 katı ücretten hesaplamanın yapıldığı, yine aynı hesap raporunda davalı O… Taahüt Ltd.Şti tarafından yapılan 300.000,00 TL’lik ödemenin öncelikle hüküm altına alınan tazminatların faizinden düşülerek hesaplama yapıldığı ve Mahkemece bu hesap raporu doğrultusunda karar ihdas edildiği anlaşılmıştır.
İş kazalarından kaynaklanan tazminat davalarının özelliği gereği, İş Kanunu’nun 77. maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle yapılan işin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken tedbirlerin neler olduğu İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nün ilgili maddelerinin göz önünde tutulmak suretiyle,incelenmesi,işverenin hangi önlemi almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı, gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenmek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi gerekir. (Hukuk Genel Kurulunun 16.06.2004 gün ve 2004/21-365 E.-369 K.sayılı kararı da aynı yöndedir ).
Bu açıklamadan olarak şüphesizki tarafların kusur durumu irdelenirken konusunda ehil bilirkişilere olayı inceletmek kadar olaya neden olan tüm saiklerin bir bütün olarak ele alınması ve bu kapsamda da taraflarca ortaya konulan iddia ve savunmalar ile tüm delillerin titizlikle değerlendirilerek kusurun aidiyeti ve oranına dair raporun oluşa uygun olup olmadığının tespiti gerekir.
Ayrıca iş kazalarından kaynaklanan maddi tazminat davalarında davacıların zararı sigortalının gercek net ücreti üzerenden yapılacak bilirkişi hesabı ile belirlenir.Maddi tazminat davalarına doğrudan etkisi dikkate alındığında ücretin belirlenmesi bir ön sorundur.İşverenin ödediği ücrete dair usulünce düzenlenmiş ücret bordroları var ve bu bordrolardan işçinin niteliğine, tecrübesine göre uygun bir ücretin kendisine ödendiği anlaşılıyor ise bu bordroya dayalı olarak hesaplama yapmak gerekir. Bir işçinin yurt içinde aynı işi yapması halinde yurt dışındaki aynı işi yaparken aldığı ücret ile aynı yada o ücretten daha fazla ücret alabileceğinin kabulü hayatın olağan akışına aykırıdır.
Bunun yanında Türk Borçlar Kanunu Madde 55- “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen Sosyal Güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.”hükmünü düzenlemiştir.
B.K’nun 55. maddesinde yasaklanmış olan husus sigortalının işgücü kaybından kaynaklanan maddi zararının hesaplanması sırasında tazminatın hakkaniyet düşünçesi ile indirilemeyeceğine ilişkindir.Yani sigortalı kazalının bedensel zararlarını oluşturan geçmiş ve gelecek devre zararı ile pasif devre zararının hesaplanması sonucunda ortaya çıkan tazminat miktarı ne olursa olsun B.K.55. Maddesindeki yasal engele göre hesap edilecek tazminattan hakkaniyet düşüncesi ile indirilm yapılması olanağı bulunmamaktadır. Buna karşılık bakıcılık giderlerinin bedensel zararlarını oluşturan ve kendisinden miktar dikkate alınarak hakkaniyet düşüncesi ile azaltılamayacak zararlardan (iş gücünün yitirilmesinden kaynaklanan zararlardan)olduğunu düşünme imkanı yoktur. Bu kapsamda dikkat edilmesi gereken husus kaza nedeniyle iş güçünü kaybeden sigortalı için sağlıklı bir insan için geçerli
olan PMF yaşam tablosunun esas alınarak bakıye ömrün hesaplanmasında ortaya çıkan haksızlık durumudur. Zira kazalı işcinin sağlıklı bir insan ile aynı bakıye ömrü taşıdığı kabulü de gerçeğe uygun değildir. Bu durumda bakıcılık ücreti yönünden hesaplamanın PMF yaşan tablosundaki bakıye ömür kadar yapılması gerekmekle birlikte hesaplanan bu tazminatın (bakıcılık giderinin) B.K’nun 51. maddesine göre belirlenmesinde yukarıda açıklanan haksızlık durumunun gözetilmesi ve tazminattan(bakıcılık ücretinden) bir miktar indirim yapılması da yine hakkaniyet gereği gözetilmesi gereken bir durumdur.
Tüm bu açıklamalardan sonra somut olayda;
1-Öncelikle davacı sigortalının yaralanmasına neden olan olaya dair kazanın meydana geldiği Suudi Arabistan adli ve idari makamlarının yaptığı bir tahkikat olup olmadığı araştırılmadan anılan kazanın saiklerine dair yeterli bir tespitin ortaya konulamayacağı ortadadır. Bu kapsamda kusurun aidiyeti ve oranına ilişkin raporun yukarıda belirtilen incelemeler yapılmadan düzenlenen bu raporun Mahkemece hükme esas alınabilecek yeterlilikte görülmesi doğru bulunmamıştır.
2-Bunun yanında B.K’nun 55. maddesinde kısmen veya tamamen rücu edilemeyen Sosyal Güvenlik ödemelerinin hesaplanan bedensel zarara ilişkin tazminattan indirilemeyeceği açık olmakla birlikte Suudi Arabistan Sosyal Güvenlik makamlarınca sigortalıya ödendiği anlaşılan 87.760 ABD Doları ödemenin bu kapsamda değerlendirilecek bir ödeme olduğunun kabulü doğru değildir. Zira Suudi Arabistan Sosyal Güvenlik makamlarınca sigortalıya ödenen bu miktarın ödenme biçimi ve amacına bakıldığında 20.07.2008 tarihindeki iş kazasına yönelik ifa amacını taşıyan bir ödeme olduğu açıktır. Bu kapsamında hatalı değerlendirme ile hesaplanan maddi tazminattan (işgücü kaybından kaynaklanan maddi tazminattan) Suudi Arabistan Sosyal Güvenlik makamlarınca sigortalıya ödendiği anlaşılan 87.760 ABD Doları ödemenin usulünce mahsup edilmemesi hatalı olmuştur.
3-Hükme esas alınan hesap raporunda kazalı sigortalının dikkate alınan ücreti bakımından ise yukarıda da açıklandığı üzere davacının Türkiyede çalışacağı varsayılan dönem bakımından Suudi Arabistan’daki ücretinden daha fazla bir ücret alacağı kabulünü içeren bilirkişi raporuna itimat edilmesi doğru değildir.
4-Ayrıca davacı sigortalının hesaplanan bakıcılık ücreti yönünden ayrıntısı yukarıdaki açıklanan hususların gözetilmeyerek hesap olunan bakıcılık ücretinden hakkaniyet gereği bir miktar irdirim yapılarak tazminatın (bakıcılık ücretinin) belirlinmemesi de hatalı olmuştur.
5-Son olarak B.K’nun 76. maddesi kapsamında davalı O… Taahüt Ltd.Şti tarafından yapılan 300.000,00 TL ödemenin öncelikle hesaplanan tazminatların faizinden mahsup edilerek hesaplamanın yapıldığı rapora itimat edilmesi ve bu rapora göre hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Zira bu tür bir hesaplama ve karar yerinde Mahkemece verilen bir karar vaktinden evvel ödeme yapan davalılar aleyhine netice doğurur niteliktedir. Bu noktada en hakkaniyetli olan karar biçiminin hüküm altına alınacak tazminatların olay tarihinden yasal faiziyle tahsiline karar verildikten sonra bu tazminatlardan hangisi için ön ödemede bulunulmuş ise bu tazminattan davalı yanca yapılan ön ödemenin ödenme tarihinden işleyecek yasal faiziyle mahsubu yönünde hükümü içeren karar olduğu açıktır.Mahkemece karar verilirken açıklanan bu hususun göz ardı edilmesi de doğru bulunmamıştır.
O halde, davalı şirketler vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre davacılar vekilinin tüm, davalı şirketler vekilinin ise sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacılara yükletilmesine, 17/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.