YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20085
KARAR NO : 2014/6553
KARAR TARİHİ : 01.04.2014
MAHKEMESİ : Antalya 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 24/09/2013
NUMARASI : 2013/16-2013/371
Davacı, 01/05/1997-16/04/2011 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitiyle 6111 sayılı Yasadan yararlandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi S. T. H. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun, aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 01/05/1997 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ve 6111 sayılı Yasadan yararlandırılması istemine ilişkindir.
Dairemizin, 17/12/2012 tarih, 2012/22798 Esas, 2012/23399 Karar sayılı bozma kararı üzerine, mahkemece, davanın kabulü ile davacının 01/05/1997 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine ve 6111 sayılı Yasadan yararlandırılmasına karar verilmiştir.
Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir. Tarımsal faaliyetin sürdüğünün, faaliyete ilişkin olarak hangi tarımsal ürünlerin üretildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir. Prim tevkifatı ve ürün tesliminin, iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde de, tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.
Öte yandan, 25/02/2011 tarihinde yayımlanan 13/02/2011 tarihli 6111 sayılı Yasa’nın 18. maddesinde bu kanunun ilgili bölümlerindeki başvuru ve ödeme süresine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu kanun hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların bu kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ayın sonuna kadar ilgili idareye başvuruda bulunmalarının şart olduğu bildirilmiş, Bakanlar Kurulunun 2011/1713 sayılı 30/04/2011 tarihli R.G. yayımlanan kararı ile bu süre kanunda belirtilen sürelerin bitiminden itibaren bir ay uzatılmıştır.
Hal böyle olunca 6111 sayılı Yasa’dan yararlanmak için en geç 31/05/2011 tarihine kadar SGK.’na müracaat etmek veya 31/05/2011 tarihine kadar 6111 sayılı Yasa’dan yararlanmak için dava açmak gerektiğinin kabulü gerekir.
Ayrıca, HMK’nun 297. maddesi uyarınca taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde karar yerinde gösterilmesi gereklidir. Bunun yanında hakim somut olayın özelliğine göre infazda duraksamaya yer bırakmayacak biçimde karar yazmak durumundadır.
Somut olayda, davacının 16/04/2011 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil kaydının bulunduğu, teslim ettiği ürün bedellerinden 16/04/1997 tarihinde prim kesintisi yapıldığı anlaşılmasına rağmen, bu tarihten sonra prim kesintisi veya ürün teslimi bulunup bulunmadığı araştırılmadan, bunlara ilişkin belgeler getirtilmeden, davacının süresinde 6111 sayılı Yasadan yararlanma talebi bulunup bulunmadığı davalı Kurumdan sorulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, davacının 16/04/1997 tarihinden sonra ürün teslimi veya prim kesintisi bulunup bulunmadığını araştırarak, bunlara ilişkin belgeleri getirtmek, bu tarihten sonra prim kesintisi veya ürün teslimi bulunmaması halinde davacının 01/05/1997-31/12/1997 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar vermek, bulunması halinde ise, yukarıda anlatılan ilkeler ışığında davacının Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu süreleri tespit etmek ve davacının süresinde 6111 sayılı Yasadan yararlanma başvurusu bulunup bulunmadığı davalı Kurumdan sorularak sonucuna göre infazda tereddüt yaratmayacak şekilde hüküm kurmaktan ibarettir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.