Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/20052 E. 2014/2519 K. 18.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20052
KARAR NO : 2014/2519
KARAR TARİHİ : 18.02.2014

MAHKEMESİ : Akçakoca Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 19/07/2013
NUMARASI : 2002/123-2013/400

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava 15.09.2000 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece olayın SGK Başkanlığınca iş kazası olarak kabul edilmediği, Kurum işleminin iptali ile olayın iş kazası olduğunun tespiti için açılan davanın gider avansı yatırılmadığından reddolunarak kesinleştiği davacının iş göremezlik oranının belirlenemediğinden bahisle maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davacı ve davalı taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.
Bu yönüyle davanın yasal dayanağı, 5521 sayılı Yasanın 1.maddesidir. Anılan maddede; iş kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekili arasında iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıkların İş Mahkemelerinde çözümleneceği hükmü öngörülmüştür. Maddede belirtildiği üzere, İş Mahkemesinin görevli olması için şu iki unsurun birlikte gerçekleşmesi koşuldur. a)Uyuşmazlığın tarafları iş kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren ya da işveren vekili olmalıdır. b)Uyuşmazlık iş sözleşmesinden veya İş Kanunundan kaynaklanmalıdır.
Somut olayda dava konusu edilen olayın iş kazası olmadığı kesinleşmiş mahkeme kararı ile belirlendiği gibi, davacı vekili dahi 31.05.2013 tarihli dilekçesi ile davalarının genel hükümlere göre açılmış haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemli bir dava olduğunu açıklamıştır.
Hal böyle olunca, uyuşmazlığın iş akdinden ve İş Kanunundan doğmadığı giderek davada, 5521 sayılı Yasanın 1. maddesinin öngördüğü koşulların oluşmadığı açık-seçiktir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde, davanın görülmesinde genel mahkemelerin görevli olduğu gözetilerek davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla devam edilerek sonuçlandırılması gerekirken, 21.06.2013 tarihli duruşmadaki davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılmasına ilişkin ara kararından takip eden 19.07.2013 tarihli duruşma dönülerek ve yargılamanın iş Mahkemesi sıfatıyla sürdürülerek, davanın esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir
O halde davacı ve davalı taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının ilerde incelenmesine, temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 18.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.