Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/20046 E. 2014/16765 K. 09.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20046
KARAR NO : 2014/16765
KARAR TARİHİ : 09.09.2014

MAHKEMESİ : Tefenni Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 24/04/2013
NUMARASI : 2010/69-2013/173

Davacı, 15/05/1998 tarihinde meydana gelen kazanının iş kazası olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, 15.05.1998 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan davacının, maruz kaldığı kazanın iş kazası olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulü ile, 15.05.1998 tarihinde meydana gelen trafik kazasının davacı yönünden iş kazası olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 01.05.1998 tarihinde davalı işyerinden davacı adına işe giriş bildirgesinin verildiği ve bu bildirgeye bağlı olarak davacı adına 01.05.1998 – 15.05.1998 arasında çalışmaların bildirildiği, 16.02.1999 tarih, Ar. Sor/20-19 sayılı Müfettiş raporunda; “davacının olay tarihinde çalışmadığı, kendi ihtiyacı için giderken kazaya maruz kaldığı, bu nedenle olayın iş kazası olmadığının” belirtildiği, müfettiş incelemesi sırasında ifadesi alınan M. K.. P..’ın beyanında; “olay günü izinli olduklarını, olay günü R.. E.. ve davalı R.. G.. ile Cuma Namazına gittiklerini, davacının ve arkadaşlarının Karamanlı’ya gideceklerini söyleyerek aracın kasasına bindikleri, işlerini bitirip dönmekte iken davacı ve arkadaşlarının kendilerini kaldıklarını mermer ocağına bırakmasını istediklerinden araca aldıklarını ve dönerken kaza yaptıklarını” beyan ettiği, davalı R.. G.. ile davalı işyeri temsilcisi C.. Ç..’in de aynı içerikli beyanda bulunduğu, tazminat davasında dinlenen ve davalı işyerinde çalıştığını iddia eden davacı tanıklarının davacının olay tarihinde çalıştığını beyan ettikleri, kazaya karışan 15 FC 220 plakalı aracın 09.04.1997 tarihinde davalı şirket tarafından noterden alındığı, davalılardan R.. G..’in taksirle ölüme ve yaralamaya sebebiyet vermek suçundan mahkûm olduğu, kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davanın yasal dayanağını belirgin olarak olay tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa’nın 11/A maddesi oluşturmaktadır. Anılan maddeye göre, iş kazası a)sigortalının işyerinde bulunduğu sırada b)işveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısıyla c)sigortalının, işveren tarafından görev ile başka yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, d)sigortalıların işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere toplu olarak götürülüp getirilmeleri sırasında sigortalıya hemen veya sonradan bedence veya ruhça arızaya uğratan olaylardır. Zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası sayılması için 1)sigorta olayına maruz kalan kişinin 506 sayılı Yasa’nın 2. Maddesi anlamında sigortalı olması 2) Sigorta olayının, maddede sayılı sınırlı olarak belirtilen hal ve durumlardan birinde meydana gelmesi koşuldur. Başka bir anlatımla, sigorta olayının iş kazası sayılabilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi zorunludur.
Somut olayda; davalı işyerine ait dönem bordrolarının getirtilmediği, tazminat davasında ifade veren tanıkların gerçekten davalı işyerinde çalışıp çalışmadığının araştırılmadığı, müfettiş incelemesi sırasında tanık olarak ifadesi alınan M. K.. P.. ile bu kişinin ifadesinde geçen R.. E..’nin ifadelerine başvurulmadığı, ayrıca resen tanık araştırılarak ifadelerinin alınmadığı, olay ile ilgili ceza davasının görüldüğü Karamanlı Asliye Ceza Mahkemesinin 1998/15 E. 1999/14. K. sayılı dosyasının getirtilmediği, olay günü davacının gerçekten izinli olup olmadığının araştırılmadığı görülmüştür.
Yukarıda yazılı olan şekilde araştırma yapılmaksızın, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; ihtilaflı döneme ilişkin tüm dönem bordrolarını getirmek ve bu bordrolarda ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, S.. K.., zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek davacının çalışması olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, müfettiş incelemesi sırasında tanık olarak ifadesi alınan M. K.. P.. ile bu kişinin ifadesinde geçen R.. E..’yi hazır ederek ifadelerini almak, dava konusu olay ile ilgili Karamanlı Asliye Ceza Mahkemesinin 1998/15 E.-1999/14. K. sayılı dosyasını getirerek delilleri bu dosyadaki deliller ile birlikte değerlendirmek, davacının olay günü izinli olup olmadığını açıklığa kavuşturarak sonuca göre davacının geçirmiş olduğu kazanın 506 sayılı Yasanın 11/A. maddesi kapsamında olup olmadığını tüm deliller birlikte değerlendirmek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan R.. G.., C.. Ş.. iadesine
09.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi