Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/20036 E. 2014/16908 K. 09.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20036
KARAR NO : 2014/16908
KARAR TARİHİ : 09.09.2014

MAHKEMESİ : Adana 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 14/08/2013
NUMARASI : 2011/882-2013/280

Davacı, 21/09/1981 tarihinde 1 (bir) gün süreyle çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava; davacının sigorta başlangıç tarihinin 21.09.1981 olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; tuğla fabrikasında işçi olarak çalıştığını beyan eden davacının 21.09.1981 tarihinde çalışmaya başlayacağına dair düzenlenen ve 29.09.1981 tarihinde davalı Kurum kayıtlarına giren bildirge bulunduğu, davalı Kurum tarafından işe giriş bildirgesinde belirtilen işyerinin 1981/1. dönem bordrolarının gönderildiği, ancak 1981/3. dönem bordrolarının olmadığının bildirildiği, işyerinin 01.11.1980 – 31.08.1981 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında olduğu, 1981/1. dönem bordrosunda isimleri bulunan tanıkların davacıyı tanımadıklarını, fabrikada 20-30 kişi çalıştığını beyan ettikleri, davacı tanığının; kendisinin de başka bir tuğla fabrikasında çalıştığını ve davacı ile aynı durakta servis beklediklerini beyan ettiği, davacının şahsi sicil dosyasının işyerinden istenilmediği anlaşılmaktadır.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa’nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa’nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa’nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır.
Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da emniyet yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
Somut olayda; davacının şahsi sicil dosyası dosya arasına alınmadan, dönem bordrolarında isimleri bulunan diğer bordro tanıkları dinlenilmeden, komşu işyeri tanığı olduğunu beyan eden davacı tanığının beyanlarının gerçekliği araştırılmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; dosyada mevcut işe giriş bildirgesinde yazılı işyerinden davacının şahsi sicil dosyası ile 1981 yılı ücret bordrolarını (gerek görülür ise zabıta marifeti ile) istemek, dosyada mevcut bordrolardaki diğer tanıklar ile varsa ücret bordrolarından belirlenen tanıkları dinlemek, davacı tanığı olarak dinlenilen P.. E..’in hizmet cetvelini davalı Kurum’dan istemek ve ayrıca yine davalı Kurum’dan bu tanığın hizmet cetvelinden çalıştığı anlaşılan işyerlerinin isim ve adreslerinin bildirilmesini isteyerek toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 09/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.