Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/20021 E. 2014/2381 K. 17.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20021
KARAR NO : 2014/2381
KARAR TARİHİ : 17.02.2014

MAHKEMESİ : Zonguldak 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 26/09/2013
NUMARASI : 2012/108-2013/452

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenler ile temyiz nedenlerine göre davalı T.T.K. Vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, meslek hastalığına maruz kalıp toplam %61 oranında sürekli işgöremezliğe maruz kalan sigortalının manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, asıl davada sigortalının %20 oranındaki meslek hastalığı maluliyeti için 16.000,00TL, birleşen dosyada ise yine sigortalının %41 oranındaki fark maluliyeti için 32.800,00TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, sigortalı davacının 19.06.2007 tarihinde ilk tespit olunan meslek hastalığı maluliyet oranının %20 olduğu, bu maluliyet oranının sonradan arttığı ve %61’e çıktığı, sigortalının her iki maluliyeti için ayrı ayrı maluliyet tespit tarihlerinden yasal faiziyle manevi zararının giderilmesini istediği, 28.01.2012 tarihinde davacı sigortalı E.. B..’in vefatı ile yargılamaya mirascıları katılımı ile devam olunduğu anlaşılmıştır.
Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalıya veya ağır bedensel zarar ve ölüm halinde onun yakınlarına ödenmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin
duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları,tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu,olayın ağırlığı, sigortalının yaşı,sigortalıda oluşan maluliyetin oranı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması gerekir.Hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez ve yine 22.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de açıklandığı üzere zarar görenin müterafik kusurunun varlığı halinde bu durumun manevi tazminatın takdirinde göz önünde bulundurulacaktır.
Bu açıklamalardan olarak somut olayda davacı sigortalı için hükmedilen 16.000,00TL ve 32.800,00TL tutarlı manevi tazminatlar ayrı ayrı fazladır.
O halde, davalı T.T.K. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
17.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.