Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/20002 E. 2014/13299 K. 10.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20002
KARAR NO : 2014/13299
KARAR TARİHİ : 10.06.2014

MAHKEMESİ : Manisa 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 12/09/2013
NUMARASI : 2006/2217-2013/608

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle 105.287.89.TL. maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacı vekilince duruşmalı, davalılardan T.. Ş.. vekillince duruşmasız olarak istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10/06/2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı Asil İ.. E.. ile vekili Avukat M. H. ve davalılardan Kurum vekili Adnan Başkan geldiler. Davalılardan T.. Ş.. vekili duruşmaya katılamayacağına dair mazeret telgrafı gönderdiği görüldü. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan davacı asil ile Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, manevi tazminatın %43,20 yerine %46,20 sürekli iş göremezlik oranı üzerinden takdiri hatalı ise de, takdir olunan manevi tazminatın % 43,20 sürekli iş göremezlik oranına uygun bulunmasına, temyizin kapsamına ve temyiz nedenlerine göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava 01.03.2005 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu %43,20 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece Adli Tıp Genel Kurulunca belirlenen %46,20 oranındaki sürekli iş göremezlik esas alınarak davacının maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davacı ve davalı taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Sosyal Güvenlik Kurumu Tedavi Hizmetleri ve Maluliyet Daire Başkanlığı’nı davacının iş kazası nedeniyle sürekli iş göremezlik oranının %43,20 olarak belirlediği, Kontrol kaydının bulunmadığı, taraflarca yapılan itiraz üzerine Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun 10.02.2010 günlü kararla sürekli iş göremezlik oranının %43,20 olduğuna karar verdiği, bu rapora davacının itiraz etmediği, davalı itirazı üzerine dosyanın gönderildiği Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu 27.09.2010 günlü raporu ile sürekli iş göremezlik oranının %41,20 olarak belirlediği, davalının buna da itiraz etmesi üzerine çelişkinin giderilmesi için gidilen Adli Tıp kurumu Genel Kurulu 06.09.2012 günlü kararında davacıdaki sürekli iş göremezlik oranın % 46,20 olduğunu bildirdiği ve tazminatların Adli Tıp kurumu Genel Kurulunun belirlediği % 46,20 sürekli iş göremezlik oranı esas alınarak belirlendiği uyuşmazlık konusu değildir.
Uyuşmazlık davacının maddi ve manevi tazminatının belirlenmesinde esas alınması gereken sürekli iş göremezlik oranının, itiraz etmediği %43,20 mi yoksa davalı itirazı üzerine belirlenen % 46,20 olacağını giderek davalı yönünden usuli kazanılmış hak oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü, “usuli kazanılmış hak” kavramının açıklanmasını ve açıklanan olgular karşısında somut olay ve taraflar yönünden gerçekleşip gerçekleşmediğinin irdelenmesini gerekli kılmaktadır.
Hukuk Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır.
Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin yada tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Kazanılmış haklar Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasanın 2. maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, bir çok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır:
Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (9.5.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usuli kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır.
Benzer şekilde; uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesi’nce iptaline karar verilirse, usuli kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir (HGK.nun 21.01.2004 gün, 2004/10-44 E, 19 K.).
Bu sayılanların dışında ayrıca; görev konusu, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hataya dayanan bozma kararlarına uyulmasında olduğu gibi kamu düzeni ile ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemez. (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü-6. Baskı, cilt 5, 2001)
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada, ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün ve 2006/4-519-527 sayılı, 31.05.2006 gün ve 2006/10-307-337 sayılı ve 10.05.2006 gün ve 2006/4-230-288 sayılı ilamı).
Somut olayda, sürekli iş göremezlik oranının %43,20 olarak tespit edildiği Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu kararına davacı itiraz etmemiş ve böylece itiraz etmediği sürekli iş göremezlik oranı bakımından bilirkişi raporundaki miktar bakımından davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur.
Hal böyle olunca davalı itirazı üzerine yapılan inceleme sonunda belirlenen % 46,20 sürekli iş göremezlik oranı esas alınarak maddi tazminatın hesaplandığı 18.06.2013 günlü hesap bilirkişi raporunun hükme esas alınması davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlali niteliğinde olup bozma nedenidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, Davalılardan Kurum yararına takdir edilen 1.100.00.TL. duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde T.. Ş..’ne iadesine, 10.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.