Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/19971 E. 2014/16763 K. 09.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19971
KARAR NO : 2014/16763
KARAR TARİHİ : 09.09.2014

MAHKEMESİ : Trabzon 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 16/09/2013
NUMARASI : 2012/473-2013/806

Davacı, 01.03.2011 tarihli yaşlılık aylığı tahsis işleminin iptali ile yaşlılık aylığının 01/01/2009 tarihinden itibaren başlatılarak aradaki maaş toplamının ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra
KARAR
Dava; davacıya 01.03.2011 tarihi itibari ile yaşlılık aylığı tahsis eden Kurum işleminin iptali ile, davacının aylık başlangıç tarihinin 01.01.2009 olduğunun tespiti ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere ödenmeyen aylıkların 5.000,00 TL’sinin faizi ile tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, davacının yaşlılık aylığı başlangıç tarihinin 01.01.2009 olarak kabulüne, aksi yöndeki kurum işleminin iptaline, iş bu tarihten yaşlılık aylığının bağlandığı tarihe kadar ödenmemiş aylıklardan fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile taleple bağlı kalınarak 5.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; davacının, 26.08.2008 tarihli dilekçesi ile Kuruma müracaat ederek, “01.01.1981 tarihinde yurtdışında çalışmaya başladığını, Türkiye’de yaşlılık aylığı almak için bir kısım süreleri borçlandığını ve ödemesi gereken miktarları ödediğini belirtikten sonra Türkiye’de yaşlılık aylığı almak istediğinde, 1981 yılının esas alınıp alınmayacağı, sigortalılık süresi hesaplanırken başlangıç tarihinin hangi tarih olacağının bildirilmesini istediği, Kurum tarafından davacıya verilen cevapta, “davacının sigorta başlangıcının yurtdışı başlangıç tarihi olan 1981 yılı olamayacağı, bu nedenle 01.01.2013 tarihinden önce aylık bağlanmasının mümkün olmadığının,” belirtildiği; davacının, 27.10.2008 tarihinde sigorta başlangıç tarihinin 01.01.1981 olduğunun tespiti için dava açtığı, Mahkemece 05.02.2009 tarihinde davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalı Kurum tarafından temyiz edildiği, kararın Dairemiz tarafından 04.10.2010 tarih, 2010/8448-9316 sayılı karar ile onandığı, davacının 09.02.2011 tarihinde usulüne uygun olarak tahsis talebinde bulunduğu, bu tahsis talebi üzerine davacıya 01.03.2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı anlaşılmıştır.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 60 ve devamı maddeleridir. 506 sayılı Yasanın yaşlılık aylığından yararlanma şartlarını düzenleyen 60. maddesinin (H) bendi hükmüne göre, “Bu maddede belirtilen yaşlılık aylıklarından yararlanabilmek için, sigortalının çalıştığı işten ayrılması ve yazılı istekte bulunması şarttır.” hükmü gereğince usulünce verilmiş bir tahsis talebinin bulunması gereklidir.
Somut olayda, davacının 26.08.2008 tarihli dilekçesinin “sigortalılık başlangıç tarihinin ve sigortalılık süreninin bildirilmesi talepli olup, başka bir deyişle, bilgi talebini içerip, tahsis talebini içermediği, davacının 09.02.2011 tarihinde usulüne uygun olarak tahsis talebinde bulunduğu, bu tahsis talebi üzerine davacıya 01.03.2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı görülmüştür.
Davacı kendi sigortalılığına ilişkin durumu bilmek ve buna göre yaşlılık aylığı için gerekli şartlar tamam olunca Kuruma usulüne uygun bir şekilde müracaat etmek zorundadır. Davacının usulüne uygun bir başvurusunun olmadığı gözönünde tutularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, kabul kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.