YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19893
KARAR NO : 2014/105
KARAR TARİHİ : 13.01.2014
MAHKEMESİ : Osmaniye İş Mahkemesi
TARİHİ : 25/09/2013
NUMARASI : 2013/71-2013/550
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı ve davalılardan Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi …… tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 01/01/1998-31/12/2003 tarihleri arası davalı işveren nezdinde geçen ve Kuruma eksik bildirilen çalışmalırın tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve inceleme sonucu varılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır.Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı adına birincisi 01/07/1998 tarihi olmak üzere takip eden 1999 ve 2001 yıllarında dört adet işe giriş bildirgesinin davalı tarafından Kuruma verildiği, 01/04/1999-25/04/2002 tarihleri arası 510 günlük bildirim yapıldığı, bir kısım ücret ve prim belgelerinin getirtildiği, dinlenen davalı tanıkları, davacının götürü usulde davalıya ait inşaatlarda boya işi yaptığını, aralıklarla çalıştığını, boya malzemesini davalının verdiğini, davalı şirketin işi olmadığı zamanlarda başka işverenler nezdinde çalıştığını beyan ettikleri, alınan bilirkişi raporunda davacının yapılan bildirimler dışında başka çalışması bulunmadığı kanaatinin belirtildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, dönem bordrolarının getirtilmediği, bordro tanıklarının resen tespit edilip dinlenmediği, işe giriş bildirgelerindeki imzaların davacıya ait olup olmadığının tespit edilmediği, davacıya yapılan ücret ödemelerinin araştırılmadığı böylece davacının çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmediği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; öncelikle uyuşmazlık konusu dönemi kapsayacak şekilde dönem bordrolarını Kurumdan istemek, bordro tanıklarını resen tespit edip dinlemek, gerektiğinde Kurumdan sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenleri veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının beyanlarına başvurmak, komşu işyeri tanıklarının çalışma süresini tereddütsüz belirlemek amacıyla gerek görüldüğü takdirde hizmet döküm cetvellerini getirtmek, dinlenen davalı tanıklarının hizmet döküm cetvellerini getirtmek, işe giriş bildirgelerindeki imzaların davacıya ait olup olmadığını araştırmak ve gerekirse imza incelemesi yaptırmek, davacıya yapılan ücret ödemeleriyle ilgili tüm belgeleri istemek ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre davalı SGK’nun temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 13/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.