Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/19697 E. 2014/17070 K. 11.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19697
KARAR NO : 2014/17070
KARAR TARİHİ : 11.09.2014

MAHKEMESİ : Kırıkhan 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 04/06/2013
NUMARASI : 2012/701-2013/498

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 15/07/1987-15/11/1987 tarihleri arasında çalıştığının tespitine, kurum kayıtlarının düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı işverene ait işyerinde 15.07.1987-15.11.1987 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak geçen ve SGK’na bildirilmeyen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüyle davacı H.. D..’in 15/07/1987 tarihindeki çalışmasının sigortalı çalışma olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir.Aynı zamanda o kimsenin Yasa’nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa’nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa’nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır.
Dosya içeriğinden, davacının, davalı işverene ait işyerinde 15.07.1987 tarihinde işe girdiğini gösterir giriş bildirgesinin usulüne uygun olarak kuruma intikal ettirildiği, işyerinin 15.07.1987 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamından çıktığı anlaşılmaktadır
Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da emniyet yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı sonucuna göre karar verilmelidir.
Somut olayda; mahkemenin resmi kayıtlara göre bordro tanığı yada komşu iş yeri tanığı olduğu tespit edilmeyen tanık anlatımlarına göre sonuca gittiği görülmüştür.
İddia edilen dönemde işveren tarafından Kuruma bordro verilmediğinden davacı ile aynı dönemlerde komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına, resmi kayıtlarına geçmiş çalışanları veya işverenleri tesbit edilerek beyanlarına başvurulması gerektiğinden, davalı işverene ait işyeri adresine komşu işyeri araştırması yapılıp, bu işyerlerinde çalışmış kişilerin adresleri SGK’dan saptanarak tanık olarak dinlenmeleri gerekirken, eksik araştırma ve incelemeyle karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş; davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınarak ilgili SGK İl Müdürlüğünden gerekirse zabıta marifetiyle bildirge tarihinde davalıya ait işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde bildirge tarihinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahiplerinin araştırılıp tesbit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasa’nın 2, 6, 9 ve 79/10. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı SGK’nun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.