Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/19545 E. 2014/17102 K. 11.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19545
KARAR NO : 2014/17102
KARAR TARİHİ : 11.09.2014

MAHKEMESİ : Ankara 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/09/2013
NUMARASI : 2012/367-2013/651

Davacı, Kurum işleminin iptali ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, kurum işleminin iptali ile davacanın borçlu olmadığının tespiti ve davacının çalıştığı dönemde gerçekleşen durumdan dolayı kusursuz olduğunun tesipiti istemine ilişkindir.
Davacı vekili 09/07/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile kurum işleminin iptali ile davacının borçlu olmadığının tespitine, aksi takdirde 13/11/2008-31/03/2009 tarihleri arasında yapılan ödemenin tespiti ile davacının sorumlu olduğu miktarın tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen konusuz, kısmen reddi ile davacının 26/11/2008 ile 26/04/2009 tarihleri arasında kendisine ödenen toplam 3.281,80 TL nin her bir aylığın ödeme tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalı kuruma borçlu olduğunun tespitine, geriye kalan taleplerin yasal değişiklik sebebi ile konusuz kaldığından ayrıca davacının davalıya tahahkuk ettirilen borcu ödemesi gerekmediğinin tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 06/06/2002 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu ve davacıya 01/07/2002 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının 13/11/2008 tarihinde Türkiye T… Federasyonuna ait 113…. sicil numaralı işyerinde çalışmaya başladığı, bu çalışmasının 31/03/2009 tarihine kadar devam ettiği, bu dönemde davacı için SGDP ödemesi yapıldığı, Kurum tarafından Türkiye T… Federasyonunda 13.11.2008 tarihinden itibaren çalıştığının tespit edilmesi üzerine aylıklarının, 5335 sayılı Kanunun 30. maddesi gereğince 13.11.2008 tarihi itibariyle kesilerek, 26.11.2008-25.12.2011 süresinde ödenen aylıkların borç kaydedildiği, davacının 02/01/2012 tarihli dilekçesi ile 13/11/2008-31/03/2009 tarihleri arasında Türkiye T… federasyonunda çalışması sebebiyle kesilen yaşlılık aylığının yeniden bağlanmıs talebinde bulunduğu, davacıya 26/01/2012 tarihi itibariyle yeniden yaşlılık aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece davacının 26/11/2008 ile 26/04/2009 tarihleri arasında kendisine ödenen toplam 3.281,80 TL nin her bir aylığın ödeme tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalı kuruma borçlu olduğunun tespitine, geriye kalan taleplerin yasal değişiklik sebebi ile konusuz kaldığından ayrıca davacının davalıya tahahkuk ettirilen borcu ödemesi gerekmediğinin tespitine şeklinde hüküm kurulmuş olup davacının borcun ne kadarından sorumlu olmadığı net bir şekilde belirtilmemiştir. Ayrıca talep sonucu Kurum işleminin iptali ile borçlu olmadığının tespitine yönelik olan davacı için borçlu olunmayan kısmın tespiti yönünden davanın konusuz kalması söz konusu olmayıp davacının talebinin kabul edilen kısmını göstermektedir. Borçlu olduğu tespit edilen kısım ise davacının talebinin reddedilen kısmını oluşturmaktadır.
Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar. Hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
Eldeki dosyada, davacının Kuruma borçlu olduğu ve borçlu olmadığı miktarlar net bir şekilde belirtilmemiş olup hükmün bu haliyle infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bu nedenle, yukarıda da belirtildiği gibi kabul edilen hüküm sonucunun yani davacının kurum işleminde belirtilen borcun ne kadarından sorumlu olduğunun ve sorumlu olmadığının ne olduğu açık bir şekilde belirtilmelidir.
Talep sonucu Kurum işleminin iptali ile borçlu olmadığının tespitine yönelik olan davacının kurum işleminde belirtilen borcun ne kadarından sorumlu olduğunun ve sorumlu olmadığının belirtilmesi davacının talebinin kısmen kabul edildiği anlamına geldiğinden davacı yararına yargılama gideri ve vekalet ücretine de hükmedilmesi gerekmektedir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekili ve davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflardan davacıya iadesine, 11/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.