Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/19343 E. 2014/17089 K. 11.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19343
KARAR NO : 2014/17089
KARAR TARİHİ : 11.09.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 16/05/2013
NUMARASI : 2011/867-2013/318

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 09/09/2007 – 18/07/2011 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, açılan davanın 18/02/2013 tarihli bilirkişi raporunun (b) bendinde belirtilen süre ve miktarlar doğrultusunda kabulüne, bu itibarla davacının tespite mümkün sürelerinin 9.9.2008-31.12.2008 arası 111 gün günlük 21.29.TL, 1.1.2009-30.06.2009 arası 180 gün günlük 22.20.TL, 1.7.2009-31.12.2009 arası 180 gün günlük 23.10.TL, 1.1.2010-30.06.2010 arası 180 gün günlük 24.30.TL, 1.7.2010-31.12.2010 arası 180 gün günlük 25.35.TL, 1.1.2011-17.01.2011 arası 17 gün günlük 26.55.TL ücretle olduğununu tespitine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 24/04/2008-01/05/2008 tarihleri arasında dava dışı 1074927 sicil numaralı işyerinden ve 18/01/2011-23/07/2011 tarihleri arasında ayda 30 gün üzerinden 800 TL ücretle davalı işverene ait 728098 sicil numaralı işyerinden hizmet bildiriminin yapıldığı, davalı işyerinin 2009/7-2011/12. ay arası dönem bordrolarının bulunduğu, imzasız ücret bordrolarının bulunduğu, davacı tanıklarının beyanlarının alındığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Somut olayda, ihtilaf konusu döneme ait dönem bordroları getirtilip dava konusu dönemin tamamında çalıştığı tespit edilen bordro tanıklarının beyanlarına başvurulmadan davacı tanıklarının beyanları esas alınarak sonuca gidilmesi doğru olmamıştır.
Yapılacak iş, dava konusu dönemi kapsayan dönem bordrolarını getirtip dönem bordrolarında ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle davalı işyerine komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek ve yine davalı işyerine gelen müşterileri tespit edip çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra davacının çalışmasının sürekli çalışma olduğu anlaşılırsa sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.