Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/19339 E. 2014/17788 K. 18.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19339
KARAR NO : 2014/17788
KARAR TARİHİ : 18.09.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2003/577-2012/1160

Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 01/11/1987 olduğuna karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının, 01.11.1987 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanaklarından 506 sayılı Yasa’nın 108.maddesinin 1.fıkrasında; “Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihdir.” hükmü düzenlenmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa’nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa’nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa’nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınarak; davanın kamu düzenine ilişkin olduğu da gözetilerek davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığı yeterli ve gerekli bir araştırmayla belirlenmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı adına 01.11.1987 tarihli işe giriş bildirgesinin Kurum kayıtlarına 12.11.1987 tarihinde intikal ettirildiği, işe giriş bildirgesinin davacının imzasını ve fotoğrafını içerdiği, işe giriş bildirgesindeki fotoğrafın davacıya ait olduğunun yapılan bilirkişi incelemesi ile belirlendiği, dinlenen tanıkların davacının çalışmasını doğruladıkları, çalışmanın geçtiği ileri sürülen işyerinin 31.07.1987 tarihi itibariyle 506 sayılı Yasa kapsamından çıktığı, bu nedenle ihtilaflı döneme ait dönem bordrolarının SGK’na verilmediği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, davacının sigorta sicil kartı ve işe giriş bildirgesindeki sigorta sicil numarasının kurumun hangi ünitesince verildiği ve hangi yılın ve ayın serilerinden olduğunu sormak, çalışmanın geçtiği ileri sürülen işyerinin, ihtilaflı dönemde mevcut olup olmadığını ve komşu işyerlerinin bulunup bulunmadığını belediye, emniyet veya jandarma vasıtasıyla saptamak, saptanan bu işyerlerinin kayıtlarına geçmiş kişilerin, başka bir anlatımla, Bağ-Kur’da, Sosyal Sigortalar Kurumu’nda veya diğer sosyal güvenlik kuruluşlarında kayıtları olan komşu işyeri sahiplerinin veya çalışanlarının bilgilerine başvurularak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 18/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.