Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/1933 E. 2014/3228 K. 26.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1933
KARAR NO : 2014/3228
KARAR TARİHİ : 26.02.2014

MAHKEMESİ : Konya 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 21/12/2012
NUMARASI : 2011/753-2012/842

Davacı, 18/03/1989 tescil tarihinden itibaren ödemelerine karşılık geldiği süreye kadar iptal edilen dönemde Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun sair temyiz itirazlarının reddine
2-Dava, davacının 18.3.1986 tescil tarihinden itibaren prim ödemelerine karşılık gelen sürelerde Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulü ile “Davacının 18.03.1986 – 31.08.1998 tarihleri arasında kesintisiz zorunlu sigortalı sayılması ile prim ödemelerine göre Kurumca isteğe bağlı olarak değerlendirilen 09.11.1998 – 21.12.1999 tarihleri arasında isteğe bağlı sigortalı olduğunun tespitine,
Kurumca kabul edilen 18.03.1986 – 09.02.1989, 01.06.1997- 31.03.1998, 09.11.1998- 31.12.1999 tarihleri arasındaki sigortalılık süresinin tekrar tespiti konusunda, kurumca kabul edilmesi nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına, Davacının 09.02.1989-01.06.1997, 01.04.1998-31.08.1998 tarihleri arasındaki dönemde talebinin kabulü ile davacının söz konusu dönemler yönünden bağ-kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının vergi kaydına istinaden 18.3.1986 tarihinden itibaren 1479 Sayılı Yasa Kapsamında kaydının yapıldığı, vergi kaydının 19.3.1986-9.2.1989 tarihleri arasında olduğu ve esnaf oda ve esnaf sicil kaydının bulunmadığı, davacının 1997 yılında af yasasından faydalanarak prim borçlarını ödediği, bu şekilde 30.6.1997- 24.3.1998 arası her ay düzenli olmak üzere 9.11.1998, 24.9.1999, 1.10.1999, 6.10.1999 tarihlerinde prim ödemelerinin olduğu, Kurumca 18.3.1986-9.2.1989 tarihleri arasında zorunlu, 1.6.1997-31.3.1998, 9.11.1998-31.12.1999 tarihleri arasında da prim ödemelerine göre isteğe bağlı sigortalı kabul edildiği, Kurumun 5.1.2012 tarihli yazısında davacının tüm yaptığı ödemelerin 18.3.1986-31.8.1998 tarihleri arası sigortalılığa karşılık geldiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
Davacıdan geçmişe yönelik prim tahsil ettikten ve uzun süre bu primleri kullandıktan sonra sigortalılığın iptalinin Medeni Kanun’un 2. maddesinde ifadesini bulan objektif iyi niyet kurallarıyla bağdaşmayacağı, sosyal güvenlik kurumlarının anayasal görevlerini yerine getirirken, sigortalılara karşı olabildiğince yasal haklarını hatırlatması ve bu durumlarını izlemesinin zorunlu görev olduğu, Bağ-Kur’un bu anayasal sosyal güvenlik ödevinin gereği olarak, sigortalısını uyarmaması sonucu, primleri tahsil edilen sürelerin 1479 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalı olarak kabul edilmesinin gerektiği Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Mahkemece, Kurumca kabul edilen 18.03.1986 – 09.02.1989, 01.06.1997- 31.03.1998, 09.11.1998- 31.12.1999 tarihleri arasındaki sigortalılık süresinin tekrar tespiti konusunda, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yerinde ise de Kurum yazısında davacının tüm ödediği primlerin 31.8.1998 tarihine kadar sigortalılık süresine karşılık geldiğinin bildirilmesine göre hükmün 1. fıkrasında “18.3.1986-31.8.1998 tarihleri arasında kesintisiz zorunlu sigortalı olduğunun kabulü ile” hükmün 3. fıkrasında “Davacının 09.02.1989-01.06.1997, 01.04.1998-31.08.1998 tarihleri arasındaki dönemde talebinin kabulü ile davacının söz konusu dönemler yönünden bağ-kur sigortalısı olduğunun tesbitine” şeklinde çelişkili karar verilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.