Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/19322 E. 2014/16982 K. 11.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19322
KARAR NO : 2014/16982
KARAR TARİHİ : 11.09.2014

MAHKEMESİ : Gediz Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/06/2013
NUMARASI : 2010/580-2013/366

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 05.02.2004-09.07.2009 tarihleri arasında davalıya ait otel işyerinde geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işverence davacı adına düzenlenen işe giriş bildirgesinin bulunmadığı, kurum kayıtlarında gözüken hizmetinin bulunmadığı, bordro tanıklarının dinlendiği ancak bordo tanığı A.. K..’ın davacıyı tanımadığı, diğer bordro tanığının ise çelişkili beyanda bulunduğu, dinlenen komşu işyeri tanıklarının ve davalı tanıklarının beyanlarından davacının davalının anne ve babasının bakımı ile uğraştığının anlaşıldığı ancak davalının anne ve babasının ölüm tarihlerinin araştırılmadığı anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, davalının anne ve babasına ait nüfus kayıtları getirtilerek ölüm tarihleri belirlenmeli, davalı otel işyerinin bulunduğu semtin bağlı olduğu polis karakoluna, davacının giriş ve çıkış bildirimlerinin yapılıp yapılmadığı hususları sorularak, dönem bordrosu çalışanlarından re’sen seçilenlerin tanık sıfatıyla beyanları alınmalı, çalışmanın süresi, niteliği ve kesintili olup olmadığı irdelenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ :Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 11/09/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.