Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/19273 E. 2014/18151 K. 22.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19273
KARAR NO : 2014/18151
KARAR TARİHİ : 22.09.2014

MAHKEMESİ : Mersin 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/07/2013
NUMARASI : 2012/604-2013/363

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 15/08/1999 tarihinden itibaren 15 gün çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 15/08/1999 tarihinden itibaren 15 gün davalı işveren nezdinde çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, istemin reddine karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve inceleme sonucu varılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır.Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de, çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı adına 15/08/1999 tarihli işe giriş bildirgesinin davalı işveren tarafından Kuruma verildiği ve kurumca kabul edildiği, çalışmalarla ilgili herhangi bir bildirim yapılmadığı, işyerine ait 1999/2. dönem bordrolarının getirtildiği, davalı işveren beyanında davacının bir hafta kadar çalıştığı, yine bildirimleri uyuşmazlık konusu dönemi kapsayan bordro tanığı beyanında davacının, bir hafta on gün kadar usta yardımcısı olarak çalıştığını belirttiği, yapılan kriminal incelemede işe giriş bildirgesindeki imzanın davacıya ait olmadığının belirtildiği, 08/05/2012 tarihli celsede davacı asil 15 gün çalıştığını ancak davalı işverenin kabul ettiği bir haftalık sürenin de kendisi için yeterli olduğunu beyan ettiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacı adına işe giriş bildirgesi davalı işveren tarafından Kuruma verilmiş olup, Kurum tarafındanda kabul edilmektedir. İşe giriş bildirgesi taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık fiili çalışmanın bulunup bulunmadığı konusundadır. Her ne kadar bildirgedeki imzanın davacının eli ürünü olmadığı belirtilmiş ise de, bu durum fiili çalışmanın varlığını ortadan kaldırmamaktadır. Öte yandan bordro tanığı da fiili çalışmayı doğrulamaktadır.
Yapılacak iş, işe giriş bildirgesinin Kurumca kabul edildiği, bordro tanığının fiili çalışmayı doğruladığı hususları dikkate alınarak, davacıya ait sigorta sicil numarasının hangi yılın serilerinden olduğu Kurumdan sorulup sonucuna göre göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.