Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/19140 E. 2014/7903 K. 15.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19140
KARAR NO : 2014/7903
KARAR TARİHİ : 15.04.2014

MAHKEMESİ : Balıkesir 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 03/10/2013
NUMARASI : 2013/160-2013/539

Davacı, 01/05/1994-27/08/2009 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine, 01/09/2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R

Davacı, 1981 yılından beri Bigadiç Ziraat Odasının üyesi olduğunu, kendisine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirip primleri ödediğini, çıkarılan muarazanın haksız hukuki mesnetten uzak olduğunu iddia ederek, Kurum tarafından çıkarılan muarazanın menine, tahsis talebini takip eden aybaşı olan 01/09/2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Dairemizin 25/02/2013 tarih ve 2011/13578 Esas, 2013/3164 Karar sayılı bozma kararı üzerine, mahkemece, davanın kabulü ile davacı A, A,’ın 01 / 05 / 1994 – 27 / 08 / 2009 tarihleri arasında kesintisiz Tarım Bağ – Kur sigortalısı olduğunun ve 01 / 09 / 2009 tarihinden geçerli olmak üzere yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazandığının tespitine karar verilmiştir.
Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir. Tarımsal faaliyetin sürdüğünün, faaliyete ilişkin olarak hangi tarımsal ürünlerin üretildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir. Prim tevkifatı ve ürün tesliminin, iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde de, tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının 1995 ila 1999 yılları arasında ve 2001 yılından sonra herhangi bir ürün teslimi yada prim kesintisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.Prim kesintisine dayalı tespit davalarında, ilk prim kesintisinin yapıldığı yılı takip eden yıllarda da, prim kesintisinin veya ürün tesliminin yani tarımsal faaliyetin düzenli olması gerekir. Düzenli prim kesintisi ve ürün tesliminden amaç, bunun her yıl yapılabileceği gibi, prim kesintisi veya ürün tesliminin iki yıla kadar olan süre dışında devam ettiği durumlarda da düzenli olduğu dolayısıyla tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.Davacının uyuşmazlık konusu dönem içerisinde 01/01/1996-31/05/1999 ve 01/01/2002-30/06/2007 tarihleri arasında herhangi bir prim kesintisi ve ürün tesliminin bulunmadığı dolayısıyla sigortalılık koşullarının oluşmadığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, davacının tescilli olduğu için hukuki yarar bulunmayan 01/05/1994-31/12/1994, 01/06/1999-31/12/1999, 01/06/2000-31/12/2000, 01/05/2001-31/12/2001 ve 01/07/2007-01/10/2008 dönemi için tespite karar verilmesi hatalı olmuştur.
Somut olayda, davacının 01/01/1996-31/05/1999 ve 01/01/2002-30/06/2007 tarihleri arasında herhangi bir prim kesintisi ve ürün tesliminin bulunmadığı dolayısıyla sigortalılık koşullarının oluşmaması nedeniyle bu dönem yönünden davanın reddine karar verilmesi ve sonucuna göre yaşlılık aylığı şartları oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.