YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19075
KARAR NO : 2014/1385
KARAR TARİHİ : 28.01.2014
MAHKEMESİ : İstanbul 8. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/07/2013
NUMARASI : 2012/614-2013/711
Davacı, 01/01/2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitiyle, biriken aylıkların tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ….. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacıya 01/01/2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Dairemizin 05/06/2012 tarih ve 2010/13436 Esas, 2012/10342 Karar sayılı bozma kararı üzerine, mahkemece, davanın kabulü ile davacının yaşlılık aylığı bağlanmasını talep ettiği 26/12/2008 tarihini takip eden ayın başı olan 01/01/2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 01/01/1980 tarihinden itibaren 2181 gün 506 sayılı Yasa kapsamında, 11/12/1983-30/11/1988, 05/10/1991-31/12/1997 ve 08/01/1999-31/03/2005 tarihleri arasında olmak üzere 6278 gün 1479 sayılı Yasa’ya göre prim ödemesi bulunduğu, davacının 26/12/2008 tarihinde tahsis talep ettiği, prim borcunu 09/09/2009 tarihinde ödemesi üzerine davacıya 01/10/2009 tarihi itibariyle 506 sayılı Yasa’nın geçici 81. maddesi gereğince yaşlılık aylığı bağlanmış anlaşılmıştır.
Tahsis talebinde bulunan sigortalıya yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için; 1479 sayılı Kanun’un 35/a ve 5510 sayılı Yasanın 28. maddesinin sondan bir önceki fıkrasındaki düzenleme gereğince, tahsis talep tarihinde sigortalının prim ve her türlü borçlarının ödenmiş olması gerektiği tartışmasızdır.
Somut olayda, 09/09/2009 tarihinde prim borcunu ödeyen davacıya 01/10/2009 tarihi itibariyle yaşılık aylığı bağlandığı, 26/12/2008 tarihinde davacının prim borcu bulunduğu anlaşılmakta ise de, davacının hangi sürelerde sigortalı sayıldığı,5510 sayılı Yasa’nın geçici 17. maddesi’nden yararlanıp yararlanmayacağı, yararlanması halinde elde edeceği sigortalılık süresinin yaşlılık aylığına yeter süreyi kapsayıp kapsamadığı, Bağ-Kur şahsi sicil dosyası getirtilerek incelenmeden sonuca gidilmesi isabetsizdir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ :Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28/01/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.