Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/19069 E. 2014/18157 K. 22.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19069
KARAR NO : 2014/18157
KARAR TARİHİ : 22.09.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 8. İş Mahkemesi
TARİHİ : 05/07/2013
NUMARASI : 2011/771-2013/634

Davacı, Kurumca iptal edilen 1988-1998 yılları arası sigortalılık primi karşılığı olan bedelin 27/11/1998 tarihinden itibaren, kabul görmediği takdirde 21/08/2009 tarihinden itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının tüm, davalı Kurumun ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- a-) Dava, davacının Kurumca iptal edilen 1988-1998 yılları arası sigortalılık primi karşılığı olan 308 TL’nin toplu olarak ödendiği 27/11/1998 tarihinden itibaren eğer bu kabul görmezse talep tarihi olan 21/08/2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile,
b-) Davacının geç emekli edilmesi nedeniyle alamadığı maaşları karşılığı 10.000,00 TL maddi tazminatın ve uğramış olduğu manevi zarar karşılığı 10.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile,
Davacının yaşlılık aylığı bağlanması koşullarının gerçekleştiği tarihten itibaren yeni bir talebe gerek kalmaksızın davacıya yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinden;
a-) Davacının yaşlılık aylığı bağlanması koşullarını kazandığı, 01/08/2009 tarihinden itibaren davacıya yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine,
b-) 01/08/2009 tarihinden, fiilen yaşlılık aylığının bağlandığı 01/04/2010 tarihinde kadar geçen dönem içerisinde davacının alması gereken yaşlılık aylıklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine,
c-) Davacıdan fazla alınan 784,84 TL primin, 30/06/2011 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı Kurum’dan alınarak davacıya ödenmesine,
d-) Koşulları bulunmadığından, maddi ve manevi tazminat talepleri ile diğer fazla taleplerinin reddine verilmesine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa’nın 62/1 maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan sonra yazılı istekte bulunan ve yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıya bu isteğinden sonraki aybaşından başlanarak yaşlılık aylığı bağlanır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 01/10/2007 tarihinde yaşlılık aylığı bağlanması talebinde bulunduğu, Kurum tarafından aylık bağlanmaması üzerine davacı tarafından açılan ve 10. Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleşen İstanbul 7. İş mahkemesinin 2008/345 Esas sayılı kararında, tahsis talep tarihi itibariyle 3600 prim ödeme gün sayısı şartı gerçekleşmediğinden davacının yaşlılık aylığı bağlanması talebinin reddedildiği, hizmet döküm cetvelinde 1974-14/07/2009 tarihleri arası 1686 gün hizmeti bulunduğu, 09/03/2010 tarihli tahsis talebine istinaden 01/04/2010 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının 4-b sigortalılığı kapsamında 31/05/2013 tarihi itibariyle 784,84 TL fazla ödemesinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 01/10/2007 tarihindeki tahsis talebi dikkate alınarak 506 sayılı Yasa (5510/4-a) kapsamındaki çalışmaların bitimi olan 14/07/2009 tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığı bağlanıp bağlanamayacağı noktasında çıkmaktadır.
Somut olayda, mahkemece fazladan ödenen primlerin iadesi ile maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden verilen karar yerinde ise de, davacıya 01/08/2009 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanması noktasında hatalı olmuştur. Çünkü davacının tahsis talebinde bulunduğu 01/10/2007 tarihinde prim ödeme gün sayısı yeterli olmadığından talebi reddedilmiştir. 506 sayılı Yasa (5510/4-a) kapsamındaki çalışmaları ise 14/07/2009 tarihinde sona ermiştir. Her ne kadar davacının 14/07/2009 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı koşulları oluşmuş ise de, bu tarih itibariyle tahsis talebi bulunmamaktadır. Çünkü ilk tahsis talebinden sonra çok uzun bir süre geçmiştir. Makul bir süre değildir. Yeniden tahsis talebinde bulunulması gerekmektedir. Kaldı ki mevzuatta sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan sonra yazılı talepte bulunulması gerektiği düzenlenmiştir. Dolayısıyla davacının sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldığı tarih itibariyle yaklaşık 2 yıl önce yapılan bir tahsis talebinin esas alınarak sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine, 22/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.