Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/19049 E. 2014/1836 K. 10.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19049
KARAR NO : 2014/1836
KARAR TARİHİ : 10.02.2014

MAHKEMESİ : Çanakkale İş Mahkemesi
TARİHİ : 05/10/2012
NUMARASI : 2011/145-2012/222

Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin her iki davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacılar ve davalılardan T. E. vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerinin manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalı Ş. E. aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine (işveren sıfatıyla sorumluluğu bulunmadığından), davacı baba yararına 60.000 TL, davacı kardeşler Yeliz, Yeşim ve Yonca yararına ayrı ayrı 10.000’er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı T. E. alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır.
Hükme esas alınan kusura ilişkin bilirkişi raporunda davalılara birlikte % 80 oranında kusur verilmiştir. Her ne kadar Mahkemece davalılara birlikte kusur verilmesine rağmen Mahkemece % 80 oranındaki sorumluluğun sadece davalı Taner’e ait kabul edilmesi, olayın oluşuna göre davalı Şener’in işyerinde başka bir işçi olarak sorumlu olduğu kabul edilmemiş ise de Şener’in şahsi kusurunun bulunup bulunmadığı söz konusu bilirkişi raporunda ve kararda yeterince irdelenmemiştir. Bu haliyle zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranları kesin olarak tespit edilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı ve davalı Taner’in bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacılar ve davalılardan T. E. iadesine
10/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.