Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/19046 E. 2014/3954 K. 06.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19046
KARAR NO : 2014/3954
KARAR TARİHİ : 06.03.2014

MAHKEMESİ : Ankara 10. İş Mahkemesi
TARİHİ : 19/09/2013
NUMARASI : 2013/182-2013/961

Davacı, yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitiyle ödenmeyen aylıkların faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, 3201 sayılı Yasa uyarınca yapılan borçlanma nedeniyle bağlanan yaşlılık aylığını kesen Kurum işleminin iptali ile kesilen aylığın bağlanması istemine ilişkindir.
Yerel mahkemenin kurum işleminin iptaline, davacının 01/04/2006 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine, aylıkların durdurulduğu 22/05/2010 tarihinden sonra ödenmeyen aylıkların ay ve ay hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine, ilişkin önceki kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiş ve dava dilekçesindeki istem ve mevcut delil durumuna göre yapılan inceleme ile Dairemizce, “3201 sayılı Yasa’nın 6.maddesine göre aylık tahsisi için yurda kesin dönüş yapılması şart olduğundan, Kurumca davacıya 3201 sayılı Yasa uyarınca bağlanan yaşlılık aylığının Fransa da çalışması ,işşizlik ve hastalık yardımı alması durumunda durdurulması, giderek bağlandığı tarihten itibaren iptali gerektiği açıkça ortadadır.Yine davacıya aylığının yeniden bağlanmasına karar verilirken yurda kesin dönüşün gerçekleşip gerçekleşmediği ve yurtdışındaki çalışmanın devam edip etmediğinin araştırılması gerektiği de tartışmasızdır. Yapılacak iş; davacının yurdışında zorunlu sigortalılığının devam edip etmediği, işsizlik ve hastalık yardımı alıp almadığı, 1.11.2002 tarihinden itibaren Fransa da fiili çalışmasının olup olmadığı prim ödemelerinin ikamete dayalı bir ödeme olup olmadığı yoksa zorunlu sigortalılık kapsamında bir prim ödemesi olup olmadığı Fransız mevzuatına göre kurum kararı ile tespit edilerek davacı yönünden kesin dönüş şartının gerçekleşip gerçekleşmediği tespit edilmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.” denilerek bozulmuştur.
Yerel Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiş ve bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 5.6.1959 tarihinden itibaren 49 günlük 506 sayılı Yasaya tabi sigortalılığının bulunduğu 20.2.1993-31.12.2002 tarihleri arasında Fransa da geçen çalışmalarından 3551 gün borçlanarak bedelini 20.3.2006 tarihinde ödediği ve davacıya 1.4.2006 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, Kurumun 10.5.2010 tarihli yazısında davacının 1.1.2003-30.12.2009 tarihleri arasında Fransa da çalışmaya devam ettiği işşizlik ve hastalık yardımı almaya devam ettiği anlaşıldığından yaşlılık aylığını baştan iptal ederek 1.4.2006-22.5.2010 tarihleri arasında ödenen 28.668.08 TL’nı borç çıkardığı, davacının sigortalılığına ilişkin olarak Fransa’dan getirtilen belgelerde davacının 1973-2001 tarihleri arasında genel rejim faaliyetinin bulunduğunun, 2002-2003 yıllarında faaliyet+işsizlik genel rejim döneminin ve 2004-2009 yılları arasında işsizlik genel rejim döneminin bulunduğunun, davacının 01/11/2002 den başlayarak 31/01/2010 tarihine kadar C.. ön emekliliğine gittiğinin ve 01/02/2010’dan başlayarak C.. emekliliğinden yararlandığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; davacının 01/11/2002-31/01/2010 tarihleri arasında devam eden C..ön emeklilik ve 31/01/2010 tarihinden itibaren devam eden C… tam emeklilik sürelerinde işsizlik ve hastalık yardımı alıp almadığını, Fransa da fiili çalışmasının olup olmadığını, prim ödemelerinin ikamete dayalı bir ödeme olup olmadığını, zorunlu sigortalılık kapsamında bir prim ödemesi olup olmadığını ve bu sürelerde nasıl bir ödenek aldığını tespit etmek ve sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 06/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.