YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1897
KARAR NO : 2014/2043
KARAR TARİHİ : 11.02.2014
MAHKEMESİ : Silifke 1. Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 30/11/2012
NUMARASI : 2011/43-2012/797
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava; davacının davalı kooperatifte 01.10.1972 – 01.10.1977 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işyerince davacı adına düzenlenen 01.10.1972 ( varide 16.09.1972 ), 11.11.1974 ( varide 29.11.1974 ), 05.09.1975 ( varide 03.09.1975 ) tarihli işe giriş bildirgeleri bulunduğu, davacının 01.10.1972 – 30.03.1973 tarihleri arsaında ve 1975 yılında 216 gün davalı işyerince davalı Kurum’a bildirilen çalışmalarının bulunduğu, 1973/1. döneminden itibaren dönem bordrolarında ismi olan tanık E.. D..’ın; davacı ile birlikte çalıştıklarını, ancak tarihini hatırlamadığını, kooperatifte 11 ay çalışıp 1 ay çalışmadıklarını, kendisinin 9-10 sene çalıştığını beyan ettiği, zabıta tarafından tespit edilen komşu işyeri tanığının da 1972 – 1977 yılları arasında davalı kooperatife komşu bakkalları olduğunu, davacının da bu tarihler arasında çalıştığını, bakkaldan alışveriş yaptığını, davacının fıstık ayıkladığını beyan ettiği anlaşılmaktadır.
Bu tür hizmet tespitine yönelik davaların kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi icap ettiği, Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Yasal dayanağı 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesi olan bu tür davalarda, öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin, işveren, tarafından verilip verilmediği, ya da çalıştıklarının Kurum’ca tespit edilip edilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu yasal koşul oluşmuşsa işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı, Yasa’nın kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de, çalışmasının konusu, sürekli, kesintili, mevsimlik mi olduğu, başlangıç ve bitiş tarihleri ve alınan ücret konularında tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı,
verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre isticvap olunmalı, işyerinin kapsam kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilmeli, mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmelidir
Somut olayda; her ne kadar mahkemece dosyada mevcut bilirkişi raporu esas alınarak, davacının çalışmalarını yazılı belge ile ispatlayamadığı, çalışmalarının işe giriş bildirgeleri ile bildirilen ve hizmet cetvelinde görünen süreler kadar olduğu, fazla sürenin olmadığı gerekçesi ile dava reddedilmiş ise de işe giriş bildirgelerinin esas alınması durumunda dahi, davacının 11.11.1974 tarihinde işe başlayacağını bildiren ve 29.11.1974 tarihinde davalı Kurum’a ulaşan işe giriş bildirgesi bulunmasına rağmen davacının 1974 yılında davalı işyerince bildirilen çalışmasının bulunmadığı, ayrıca bordro tanığının ve zabıta tarafından tespit edilen komşu işyeri tanığının davacının çalışmalarını doğruladıkları, davacının iddialarını yazılı belge ile ispatlayamadığı belirtilmiş ise de bir kooperatif olan davalı işyerinin kayıtlarının yazılı olmasının asıl olması gerektiği göz ardı edilerek ve davalı kooperatifin kayıt ve belgeleri dosya arasına alınmadan sonuca gidilmesi de isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; davalı kooperatife ait özellikle ücret ödemelerine ilişkin defter ve belgeler dosya arasına alınarak, gerekli ise yerinde inceleme yaptırılarak davacıya ücretin ne şekilde ödendiğini tespit etmek, ücret ödemeleri kayıtlara geçmemiş ise davalı kooperatifin yöneticilerini dinleyerek bunun makul bir nedene dayanıp dayanmadığını ortaya koymak, ayrıca davalı işyerinde çalıştıklarını beyan eden tanıkların bir kısmının soyadlarının bordrolardakinden farklı olduğu anlaşılmakla bu tanıkların hizmet cetvellerini dosya arasına almak ve başkaca bordro tanıkları da dinleyerek hem davacının çalışmaları hem de çalışmanın mevsimlik olup olmadığı hususlarında beyanlarını alarak toplanan deliller ışığında sonuca gitmekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 11/02/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.