Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/18942 E. 2014/16623 K. 08.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18942
KARAR NO : 2014/16623
KARAR TARİHİ : 08.09.2014

MAHKEMESİ : Fethiye 1. Asliye Hukuk (iş)Mahkemesi
TARİHİ : 18/07/2013
NUMARASI : 2008/118-2013/953

Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R AR

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre, davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 06/06/2006-02/05/2007 tarihleri arası davalı işverenler nezdinde geçen ve Kuruma eksik bildirilen sürelerin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, yazılı şekilde istemin kabulüne karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve inceleme sonucu varılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır.Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat edilebilirse de, çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı adına 28/12/2006 tarihli işe giriş bildirgesinin davalılardan M.Metin Şahiner’e ait “1059063” sicil numaralı işyerinden Kuruma verildiği, davacı adına 28/12/2006-31/12/2006 tarihleri arası M..M.. Ş.. tarafından, 02/05/2007-31/10/2007 tarihleri arasıda diğer davalı İ.F.. Ş.. tarafından Kuruma bildirim yapıldığı,davacı tarafından gösterilen tanıkların beyanlarında davacının uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığını belirtikleri anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının 06/06/2006-02/05/2007 tarihleri arası dönemde çalışmasının kesintisiz olup olmadığı noktasında çıkmaktadır.
Somut olayda, fiili çalışma konusunda davacı tarafından gösterilen tanıkların bir kısmı çalışmayı doğrulamışlar ise de, bu tanıkların bordro tanıkları olup olmadıkları dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Öte yandan tanık olarak dinlenen ve işyerini davalılara kiraya verdiğini belirten Mehmet Kandırmaz ile davalılar arasında kira akti bulunup bulunmadığı hususunun araştırılmadığı, davalılara ait işyerinin dönem bordrolarının getirtilmediği böylece davacının çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmediği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; öncelikle uyuşmazlık konusu dönemi kapsayacak şekilde davalılara ait işyerinden verilen dönem bordrolarını getirtmek ve dinlenen tanıkların bordro tanıkları olup olmadıklarını belirlemek, gerekirse yeniden başka bordro tanıklarını resen tespit edip dinlemek, bodro tanıkları bulunmaz veya beyanları yeterli görülmezse, Kurum, vergi idaresi, belediye ve emniyet müdürlüğü gibi kamu kurumları aracılığıyla tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenleri veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının beyanlarına başvurmak, komşu işyeri tanıklarının çalışma süresini tereddütsüz belirlemek amacıyla gerek görüldüğü takdirde hizmet döküm cetvellerini getirtmek, tanık olarak dinlenen Mehmet Kandırmaz ile davalılar arasında kira akti bulunup bulunmadığını araştırmak ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.