Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/18843 E. 2014/15505 K. 30.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18843
KARAR NO : 2014/15505
KARAR TARİHİ : 30.06.2014

MAHKEMESİ : Nevşehir 1.Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 18/06/2013
NUMARASI : 2013/158-2013/452

Davacı, 1.8.1996-28.2.1998 tarihleri arasında 506 Sayılı Yasa kapsamında, 1.1.1999-1.8.2003 tarihleri arasında ise 2926 Sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 1.8.1996-28.2.1998 tarihleri arasında 506 Sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalı olduğunun ve 1.1.1999-1.8.2003 tarihleri arasında 2926 Sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının 1.8.1996 tarihinden itibaren 506 Sayılı Yasa’nı 85. maddesi kapsamında isteğe bağlı sigortalı olarak tescil edildiği, 1.3.1998 tarihinden itibaren ise 2926 Sayılı Yasa kapsamında zorunlu tarım bağ-kur tescilinin yapıldığı fakat aile reisi olmadığının anlaşılması üzerine isteğe bağlı sigortalılığa çevirildiği, davacının 5.9.2003 tarihli dilekçesi ile 506 Sayılı Yasa kapsamındaki isteğe bağlı sigorta primlerinin yapılandırıldığı ancak davacının primleri ödemediği, 11.9.2001 tarihinde de isteğe bağlı bağkur primlerinin yapılandırılması için başvurduğu bu kapsamda 21.9.2001 ve 26.10.2001 tarihlerinde ödemeler yaptığı, bu ödemelerine göre Kurumun
1.3.1998-31.12.1998 tarihleri arası isteğe bağlı bağkur sigortalı kabul ettiği 1.1.1999 sonrası kabul etmediği anlaşılmaktadır.
1-Davacının 1.8.1996-28.2.1998 tarihleri arasında 506 Sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalı olduğunun tespiti istemi yönünden;
506 sayılı Kanunun 85. maddesinin 4842 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki hükmünde; isteğe bağlı sigorta primlerinin ödenmemesi, isteğe bağlı sigortalılığı sona erdiren nedenlerden biri olarak sayılmamışsa da, anılan maddede 4842 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle; 01.05.2003 tarihinden sonraki döneme ilişkin olarak isteğe bağlı sigortalı priminin art arda üç ay ödenmemesi isteğe bağlı sigortalılığı sona erdiren bir neden olarak öngörülmüştür (506 sayılı Kanunun madde 85/D-c).
4842 sayılı Kanunun 01.05.2003 tarihi itibarîyle yürürlüğe giren 34. maddesiyle 506 sayılı Kanuna eklenen geçici 85. maddenin (c) bendi ise; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten (01.05.2003) önce isteğe bağlı sigortalı olup da Kuruma prim borcu bulunanların, bu borçlarını 01.05.2003 tarihinden itibaren 6 ay içinde gecikme zammı ile birlikte ödemeleri hâlinde sigortalılıklarının devam edeceği, ancak bu süre içinde borcun ödenmeyen kısmına ait sürelerin sigortalılıktan sayılmayarak sigortalılığın sona ereceği hükmünü içermektedir. Yine, bu tarihten önce sigortalı olup da 01.05.2003 tarihinden sonraki süreye ilişkin olarak art arda üç ay prim ödemeyenlerin sigortalılıkları da, primi ödenmiş son ayın bitimi itibarîyle sona erecektir.
Ne var ki, 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun geçici 1.maddesinin K bendi hükmü ile de; 30.06.2003 tarihi itibariyle Kuruma isteğe bağlı sigorta prim ve gecikme
zammı borcu bulunmakla birlikte, anılan Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen 30 gün içinde Kuruma yazılı müracaat ederek borçlarını yeniden yapılandırma talebinde bulunan ve anılan maddede öngörülen yükümlülükleri yerine getiren sigortalılar hakkında; 506 sayılı Kanunun geçici 85. maddesinin (c) bendi hükmü uygulanmayarak bu döneme ilişkin isteğe bağlı sigortalılık sürelerine geçerlik tanınmıştır.
Somut olayda, davacının 01.05.2003 tarihinden önceki isteğe bağlı sigortalılık süresine ait prim ve gecikme zammı borcunu 506 sayılı Yasa’nın geçici 85. maddesinin (c) bendine göre, 01.05.2003 tarihinden itibaren 6 ay içinde Kuruma ödemediği gibi, 4958 sayılı Kanun’un geçici 1.maddesinin (K) fıkrası uyarınca borçlarını yapılandırmasına rağmen, yapılandırmaya da uymadığından davacının ödediği isteğe bağlı sigorta primlerine denk gelen süreler dışındaki sürelerin kabul edilmesinin mümkün olmadığının gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
2-Davacının 1.1.1999-1.8.2003 tarihleri arasında 2926 Sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalı olduğunun tespiti istemi yönünden;
Davaya konu ihtilafın yasal dayanağı 4692 sayılı yasanın Geçici 1.maddesi olup anılan yasanın 2.ve 3. paragraflarında “2.9.1971 tarihli, 1479 sayılı ve 17.10.1983 tarihli, 2926 sayılı kanunlara göre 4.10.2000 tarihinden önce isteğe bağlı sigortalı olanların bu sigortalılıkları; 30.6.2001 tarihine kadar birikmiş tüm prim borçlarını, bu tarihten itibaren altı aylık süreye ilişkin prim borçlarıyla birlikte 31.12.2001 tarihine kadar ödemeleri şartıyla devam ettirilir.
Somut olayda, davacının isteğe bağlı Tarım Bağ-Kur sigortalık başlangıcının 4.10.2000 tarihi öncesi olup 31.12.2001 tarihine kadar ödediği primler 31.12.1998 tarihine kadar sigortalılık süresine karşılık geldiğinden, geçmiş prim borçlarının tamamını 31.12.2001 tarihine kadar ödemediğinden isteğe bağlı tarım bağkur sigortalılığı 4692 Sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 3.7.2001 tarihinde sona erecektir.Bu nedenle 1.1.1999 tarihinden 4692 sayılı yasanın Geçici 1.maddesinin yürürlüklük tarihi olan 3.7.2001 tarihini geçmeyecek şekilde davacının isteğe bağlı Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti yerine yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılması gereken iş; davacı 4692 sayılı Yasanın Geçici 1.maddesi gereğince anılan yasının yürürlüklük tarihi olan 3.7.2001 tarihine kadar olan primlerini her zaman ödeyebileceğinden dolayı davacının 1.1.1999- 3.7.2001 tarihleri arasında isteğe bağlı Tarım Bağ-Kur sigortalı olduğunun tespitine karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, 30/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.