Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/18689 E. 2014/18148 K. 22.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18689
KARAR NO : 2014/18148
KARAR TARİHİ : 22.09.2014

MAHKEMESİ : Batman İş Mahkemesi
TARİHİ : 17/09/2013
NUMARASI : 2007/300-2013/325

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 15/06/1997-14/01/2004 tarihleri arası eksik bildirilen sürelerin tespiti istemine ilişkindir.
Dairemizin,09/04/2007 tarih ve 2006/7906 Esas 2007/6079 Karar sayılı bozma ilamı üzerine mahkemece, istemin kabulü ile davacının 15/06/1997-30/12/1999 ve 01/05/2001-14/01/2004 tarihleri arası çalıştığının tespitine karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve inceleme sonucu varılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır.Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de, çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları ya da komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı adına 15/06/2007 tarihli işe giriş bildirgesinin davalı işveren tarafından Kuruma verildiği, hizmet döküm cetvelinde 1998/2-2003/2. dönem arası 1156 günlük bildirim yapıldığı, bir kısım prim belgelerinin getirtildiği ancak bazıları fotokopi olup okunamadığı, davacı tarafından gösterilen ve aynı zamanda kısmi bordro tanığı olan Sebahattin beyanında, davacının 3-4 sene çalıştığını bu süre içinde 2 defa ayrılıp tekrar başladığını, diğer kısmi bordro tanığı olan Habib Şen beyanında, davacı dayısı olup, kendisi 1996-2003 yılları arası çalıştığını ancak davacının 1996 yılından önce çalışmaya başladığını, yine kısmi bordro tanığı olan F.. K.. beyanında kendisinin 2003-2004 gibi çalışmaya başladığını, davacının ise 5-6 sene öncesine kadar çalıştığını, diğer tanıklar ise, işe başladıklarında davacının bekçi olarak çalıştığını belirttikleri, davalı işveren tanıkların davacının akrabası olup tarafsız olamayacaklarını belirterek beyanlarına itiraz ettiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, uyuşmazlık konusu dönemi kapsayacak biçimde dönem bordrolarının getirtilmediği, bordro tanıklarının resen tespit edilip dinlenmediği, kısmi bordro tanığı S.. A.. beyanında, davacının çalıştığı süre içinde 2 defa ayrılıp tekrar başladığını belirttiği halde bu hususun araştırılmadığı, diğer kısmi bordro tanığı H.. Ş.. ise, davacının talebini aşacak şekilde beyanda bulunduğu, diğer tanıkların ise çalışmanın başlayış bitiş ve kesintisiz olup olmadığı noktasında bilgilerinin olmadığı böylece davacının çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmeden sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; öncelikle uyuşmazlık konusu dönemi kapsayacak şekilde dönem bordrolarını getirtmek, bordro tanıklarını resen tespit edip dinlemek, gerekirse Kurum, vergi idaresi, belediye ve emniyet müdürlüğü gibi kamu kurumları aracılığıyla tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenleri veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının beyanlarına başvurmak, öte yandan kısmi bordro tanığı S.. A..’ın beyanında belirttiği davacının 2 defa ayrılıp tekrar çalışmaya başladığı hususunun araştırılarak, eğer davacı çalışmaya ara vermiş ise, bu dönemlerinde belirlenerek davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan İ.. Makina Sanayi Ticaret A.Ş.’ne iadesine, 22/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.