Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/18665 E. 2014/9841 K. 06.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18665
KARAR NO : 2014/9841
KARAR TARİHİ : 06.05.2014

MAHKEMESİ : Çorum 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/09/2013
NUMARASI : 2006/260-2013/745

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/05/1984-31/12/2004 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi . tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 01.04.1980 – 31.12.2004 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 248 sicil numaralı davalı işyerinin 06.06.1962 tarihinde 506 sayılı Kanun kapsamına alındığı, dava konusu dönemde davalı işyerinden davacı adına kısmi ve kesintili çalışmaların bildirildiği, davalı işyerinden dolayı N.ve Ü. B.nun vergi mükellefi olduğu görülmüştür.
Adi ortaklıkların tüzel kişiliği olmadığından, adi ortaklık sözleşmesi, yeni bir hukuki varlığa vücut vermediği için, meydana gelen topluluğun bir bütün olarak medeni hakları kullanma yeteneği yoktur. Ortaklık dava ve taraf ehliyetine sahip olmadığı gibi, ona karşı da, dava açılamaz. Ortaklığı ilgilendiren haklar ve borçlar bakımından bütün ortakların birlikte davacı ve davalı olarak katılmaları gerekir.
Somut olayda; davacının çalışmalarının adi ortaklık şeklindeki işyerinde geçtiği anlaşılmasına rağmen, bu adi ortaklıktan dolayı vergi mükellefi olan Ü. B. taraf haline getirilmeden davaya devam edildiği ve karar verildiği görülmüştür.
Yapılacak iş; davacının çalışmalarının geçtiği iddia olunan B. K.Tuğla Fabrikası’nın ortakları olan Nihat ve Ü.B. arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğunu gözetip, yargılamanın her iki davalıya karşı yürütülmesi gerektiğini kabul ederek bu kişilerin Ü. B.’nun da davaya dahil edilmesi için davacıya önel vermek, bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra bu tarafın gösterdiği delilleri de toplamak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, sair hususlar incelenmeksizin aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalılardan N.. B..’na yükletilmesine 06/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.