Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/18643 E. 2014/19246 K. 02.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18643
KARAR NO : 2014/19246
KARAR TARİHİ : 02.10.2014

MAHKEMESİ : Ankara 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 15/04/2010
NUMARASI : 2008/54-2010/285

Davacı, ödeme emrinin iptaliyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

KARAR

1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2) Dava, asgari işçilik incelemesi sonucu Kurumca re’sen tahakkuk ettirilen prim ve gecikme zammının tahsiline yönelik icra takibinin iptali ile davacının Kuruma borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacı işverene ait bina inşaatı işyeri ile ilgili olarak Kurumun yasadan doğan inceleme ve taahukkuk hakkının bulunduğu anlaşılmakla davacı işverenin 2007 Nisan ayı için 5.739,78 TL ek prim borcunun bulunduğu ve borcu 01/05/2007 tarihinden itibaren gecikme zammı ile birlikte davalı Kuruma ödemesi gerektiğine, davalı Kurumca fazladan tahakkuk ettirilen 28.092,32 TL’nin iptalinin gerektiğine ve davacının, davalı kuruma bu miktar borcu bulunmadığının tespitine karar verilmiştir.
Somut uyuşmazlık, Kurumun 79.maddenin 13.fıkrasına göre itiraz prosedürü tamamlanmadan önce asgari işçilik uygulamasından kaynaklanan Kurum alacağını ödeme emri tebliği yoluyla takip hakkı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
29/07/2003 gün ve 4958 sayılı Kanun’un 37.maddesi ile eklenen 506 sayılı Kanun’un 79.maddesinin 13.fıkrasına göre “Sigorta müfettişi tarafından, Kuruma bildirilmediği tespit edilen asgari işçilik tutarı üzerinden Kurumca resen tahakkuk ettirilen sigorta primleri bu Kanunun 80 inci maddesi de nazara alınarak işverene tebliğ olunur. İşveren, tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde Kuruma itiraz edebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazın reddi halinde, işveren, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Mahkemeye başvurulması prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz.”
506 sayılı Kanun’un 79 ve 5510 sayılı Kanun’un 85.maddesi asgari işçilik uygulamasından kaynaklanan Kurum alacaklarında tebliğ, itiraz ve dava yoluna ilişkin olup 6183 sayılı Kanun’a göre özel Kanun niteliğindedir. Öte yandan 6183 sayılı Kanun’un 58.maddesinde itiraz sebepleri sınırlı olup 506 sayılı Kanun’un 79 ve 5510 sayılı Kanun’un 85.maddesinde belirtilen itiraz yolunda ise asgari işçilik uygulamasına yönelik tüm itirazların dile getirilmesi mümkündür.
506 sayılı Kanun’un 79 ve 5510 sayılı Kanun’un 85.maddesinde Kurum alacağının borçluya tebliğinden sonra itiraz prosedürü bulunduğundan, Kurum alacağı borçluya tebliğ edilmeden ve itiraz edilmesi halinde Kurum tarafından itiraz hakkında bir karar verilene kadar 6183 sayılı Kanun’a göre takip yapılması mümkün olmadığından bu aşamada ödeme emri tebliği de mümkün değildir. 506 sayılı Kanun’un 79 ve 5510 sayılı Kanun’un 85.maddesinde yer alan “İtiraz takibi durdurur” kuralı bu biçimde anlaşılmalıdır.
İtiraz prosedürü tamamlanmadan tebliğ edilen ödeme emrinin sırf bu nedenle iptali gerekir.
Somut olayda, Kurumun 22.02.2008 tarihli yazısında itiraz prosedürü tamamlanmadan tebliğ edilen ödeme emrine dair 2007/32886 sayılı icra takibinin iptali için yazışma yapıldığı anlaşılmakla Kurumdan bu husus sorularak takibin iptal edildiği anlaşılır ise konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, takibin iptal edilmediği anlaşılır ise takibin iptali ile davacının ödeme emrine konu borçtan sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Kabule göre, ödeme emrine konu prim borcu 2007 yılının Nisan ayına ait olup prim borcunun son ödeme tarihi 31.05.2007 olduğundan gecikme zammının 01.06.2007 tarihinden itibaren başlatılması gerektiği halde 01.05.2007 tarihinden itibaren gecikme zammı uygulanması da hatalı olmuştur.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine
02/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.