Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/18573 E. 2014/10677 K. 13.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18573
KARAR NO : 2014/10677
KARAR TARİHİ : 13.05.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 19. İş Mahkemesi
TARİHİ : 30/05/2013
NUMARASI : 2013/201-2013/163

Davacılar murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle 65.000.00.TL. manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi ve davalılar vekilince duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 13/05/2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılar vekili Avukat geldi. Karşı taraf adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimitarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ölenin olayda kusurunun bulunmadığının belli bulunmasına ve özellikle dava dışı üçüncü kişi kusurunun bulunduğuna ilişkin davalı taraf itirazının, ilerde açılması muhtemel rücu davasında yeniden değerlendirilmesinin mümkün bulunmasına göre, davacılar vekilinin tüm, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava 17.04.2009 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmişse de davacılardan N.. Ş.. yararına manevi tazminatın takdirinde yanılgıya düşüldüğü, manevi tazminatın bu davalı bakımından fazla takdir edildiği anlaşılmaktadır.
Davacıların çocuğu ve kardeşleri olan sigortalı B.. Ş..’in öldüğü iş kazasında, hükme esas alınan kusur bilirkişi raporuna göre, sigortalının kusurunun bulunmadığı, davalı şirketlerin oluşturduğu adi ortaklığın % 100 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Gerek mülga B.K’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesi hükmüne göre Hakim: ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebilir. Hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile ölenin yakınlarına verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek
-hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı N.. Ş.. yararına hüküm altına alınan 40.000,00- TL manevi tazminatın fazla olduğu açıkça belli olmaktadır.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, manevi tazminatın takdirinde yanılgıya düşülerek ve özellikle fazla takdiri suretiyle yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, davalılar yararına takdir edilen 1.100.00. TL. duruşma Avukatlık parasının karış tarafa yükletilmesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden taraflardan davacılara yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 13.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.