Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/1853 E. 2014/2040 K. 11.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1853
KARAR NO : 2014/2040
KARAR TARİHİ : 11.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/12/2012
NUMARASI : 2011/841-2012/1236

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/12/2003 tarihinden itibaren çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava; davacının davalı apartman işyerinde 01.12.2003 – 14.07.2011 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında geçen ve davalı Kurum’a bildirilmeyen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına davalı tarafından düzenlenen işe giriş bildirgesi ve davalı Kurum’a bildirilen hizmet bulunmadığı, davacının eşi ile davalı apartman yönetimi arasında 12.02.2004 başlangıç tarihli ve 1 yıllık kira sözleşmesi yapıldığı, aylık kira bedelinin 100.000.000 TL olarak belirlendiği, ayrıca bunun yanında “Birlik Apartmanı Konut Kira Temizlik Hizmetleri Sözleşmesi ” başlıklı bir sözleşme yapıldığı, bu sözleşmeye göre de davacının eşinin kiracı olarak göründüğü, ancak sözleşmede davacının eşinin yapması gereken işlerin belirtildiği, sayılan hizmetlerin kapıcılık çalışmasına ilişkin işler olduğu, davacının eşinin hizmet cetvelinden çalışmalarının 10.06.1997 tarihinden başladığı, dava dışı işyerlerinde 2000 yılında 44 gün, 2002 yılında 201 gün, 2003 yılında 2 gün hizmetinin bulunduğu, 2001 ve 2004 yılında bildirilen hizmetinin bulunmadığı, 07.07.2005 tarihinden itibaren ise dava tarihine kadar çalışmalarının olduğu, davacının eşinin çalıştığı 15.01.2011 – 27.03.2012 tarihleri arasında vardiyalı çalıştığının, 3 vardiya bulunduğunun, birinci vardiyanın 08:00 – 16:00, ikinci vardiyanın 16:00 – 24.00 ve üçüncü vardiyanın da 24:00 – 08:00 saatleri arasında olduğunun ve davacının eşinin genel olarak her vardiyada 1 hafta çalıştığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliğinin kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda; davalı işyerinin bir apartman olduğu gözardı edilerek apartman sakinlerinden genel giderler için aidat toplanıp toplanmadığı araştırılmadan, gelir-gider defterleri ile diğer resmi belgeler dosya içerisine alınmadan, talep edilen dönemde apartmanda uzun süre oturan kiracılar ile ev sahipleri tespit edilip bu kişiler arasından tarafların gösterdikleri tanıklar haricinde re’sen seçilecek kişiler dinlenilmeden, ayrıca davacının talep ettiği dönemde davalı işyerine komşu işyeri sahipleri ile bu işyerlerinde çalışan ve kayıtlara geçmiş kişiler ile komşu site/apartmanlarda kapıcı olarak çalışan kişiler de zabıta marifeti ile tespit edilip dinlenilmeden, davacının talep ettiği dönemde eşinin çalışmalarının geçtiği işyerlerinde kayıtlı çalışanlar tespit edilerek bunlar arasından re’sen seçilecek kişiler dinlenilip davacının eşinin çalışma süreleri de tespit edilmeden, davacının çalışmalarının kapsamı ve part-time çalışma bulunup bulunmadığı hiçbir tereddüte mahal vermeyecek derecede ortaya konulmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 11/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.