Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/1833 E. 2014/2282 K. 13.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1833
KARAR NO : 2014/2282
KARAR TARİHİ : 13.02.2014

MAHKEMESİ : Afyonkarahisar İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/11/2012
NUMARASI : 2012/410-2012/759

Davacı, kuruma başvuru tarihinden itibaren yetim aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının muris baba üzerinden ölüm aylığı bağlanması tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 14.03.2005 tarihinde vefat eden eşi üzerinden 22.03.2005 tarihinden itibaren 506 sayılı Kanun kapsamında ölüm aylığı bağlanan davacının; 13.04.1981 tarihinde vefat eden babası üzerinden 31.05.2012 tarihli dilekçe ile (506 sayılı Kanun kapsamında) ölüm aylığı bağlanması isteminin davalı Kurumca reddedildiği anlaşılmaktadır.
506 sayılı Yasanın 68/I-C-a maddesi aylık bağlanma koşulları yönünden, “evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi bir işte çalışmayan, buralardan gelir veya aylık almayan kız çocuklarına” aylık bağlanması olanağı öngörürken; aynı maddenin (VI) numaralı bendi, kız çocuklarına bağlanan aylığın kesilme nedeni olarak “çalışma ve evlenme” halini kabul etmekteyken; 4958 sayılı Yasanın 06.08.2003 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 35. maddesiyle, söz konusu (VI) numaralı bende “buralardan gelir veya aylık almaya” ibaresi eklenerek böylelikle “Sosyal Sigortadan, Emekli Sandıklarından aylık veya gelir almaya başlama” olgusu, hak sahibi kız çocuklarına bağlanan aylığın kesilme nedeni olarak benimsenmiştir. 68. maddenin son cümlesi “evliliğinin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kimseye bu aylıklardan fazla olanı ödenir.” hükmünü içermektedir. Benzer düzenleme 5510 sayılı Kanunun 54. maddesinde de vardır.
Yapılacak iş,davacının eşi ve babasının aynı Kuruma tabi olması ve eşinin maaş miktarının yüksek olması nedeniyle Kurum tarafından eşinden dolayı ölüm aylığı bağlanmasının yerinde olması nedeniyle davanın reddine karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,13/02/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Davacı 22/03/1985 vefat eden eşinden dolayı 506 sayılı Yasa kapsamında bağlanmış bulunan ölüm aylığının yanısıra 13/04/1981 de vefat eden babasından dolayı 31/05/2012 tarihli tahsis talebi ile 506 sayılı Yasa gereğince ölüm aylığının bağlanması talebinde bulunmuştur. Uyuşmazlık, her ikiside 506 sayılı Yasa kapsamında bulunan aylıkların aynı anda hak edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Yerel Mahkemece 506 sayılı yasayı 4958 sayılı yasanın 35. Maddesi ile değiştiren 68. Maddesinde ki mevcut şartları aniden ağırlaştırıcı biçimde değişikliğe uğratması üzerine yasada yeni bir düzenleme yapılarak yine aynı yasanın 121. Maddesine 09/07/2005 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5386 sayılı yasa ile eklenen ek gecici 91. Maddesi eklenmiştir. Eski mevcut şartlara göre ölüm aylığı bağlanmış kız çocukların aleyhinde aniden gelişen olumsuz şartları giderme amaclı bu yasa hükmü gözönünde bulundurularak davacının istemi kabul edilmiş ve talep tarihi itibariyle babasından dolayı ölüm aylığı bağlanabileceğine dair kabul hükmü kurulmuştur.
Kanatimce uyuşmazlığın yasal dayanağı 506 sayılı yasanın 68. Maddesi değil, bu maddeyi süreli olarak bertaraf eden 09/07/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5386 sayılı yasa ile eklenen hükümlerinin de göz önünde bulundurulması gerektiği anlaşılmaktadır.
506 sayılı yasanın 121. Maddesine 5386 sayılı Yasa ile eklenen ek gecici 91 madde yapısal olarak SÜRELİ bir yasa olup 68. Maddeye göre daha özel hükümler içermektedir. Daha net anlatımla bekar ve çalımayan kız çocuklarına (ölüm nedeniyle dul kalanlar dahil ) hak sahibi olarak birden fazla bağlanmış aylıkların ödenmesine engel yok iken 4958 sayılı yasa ile getirilen “çalışmama ve bu çalışmalarından dolayı gelir ve aylık almama” ifadeli ağırlaştırıcı şartların getirilmesinden itibaren aniden birçok bekar kız çocuğunun aylığı kesilmiş bulunduğundan veya bağlananlar geri istendiğinden
toplumda oluşan olumsuzluklar üzerine yukarıda sözü edilen ek geçici 91. Madde hükmü yasaya olumsuzlukları gidermek amacıyla ilave edilmiştir. Bunun anlamı kanun koyucu cok net olarak bu çalışmaların ve çalışmalardan dolayı gelir ve aylık almanın kız çocuğunun “kendi çalışmasından dolayı “bağlanacak gelir ve aylık olduğunu hususunu vurgulamış isede her gecici yasada olduğu gibi kısmi bir kapsama alanı ortaya koyarak en azından 4958 sayılı yasa ile 06/08/2003’ten itibaren oluşacak aylık kesme veya geri isteme gibi olumsuzlukları engellemeyi gözönünde bulundurulmuştur. Burada özellik arz eden konu babadan bağlanacak ölüm aylıklarının hak edilmesi için 06/08/2003’ten önce ölümün gerçekleşmiş olması gerekmektedir ayrıca ek gecici 91. Maddenin 1. Ve 2. Fıkralarınde kimlerin aylığa hak kazanabilecekleri ifade edilmişken 6. Fıkrasında ” Bu maddenin 1. Ve 2. Fıkrası gereğince aylık veya gelirleri ödenmeye devam olunacak kız cocuklarının aylık ve gelirlerinin ödenmesine devam olunması için sahip olunması gereken şartları, ilk kez veya yeniden 06/08/2003 tarihinden sonra haiz olan kız cocukları da aynı esas ve usullerle aylık veya gelir hakkından yararlandırılır.
Bu maddenin 6. Fıkra hükmü 31/12/2005 tarihine kadar uygulanır.” Denilerek bu tarihin esasen 31/12/2005 tarihine kadar uzadığını kabul etmek mümkündür. Esasen ölüm aylıklarında hangi yasaların uygulanacağını belirleyen unsur murisin ölüm tarihidir. O tarihteki yasa hükümleri uygulanacaktır.
Somut olaya gelince davacının babası SSK sigorlatalısı 13/04/1 981 vefat etmiş olsada ek gecici 91. Madde gereyince ölüm aylığını hak etme tarihi diger şartlarda mevcut olmak kaydıyla (dul veya bekar olmak ve çalışmamak) 06/08/2003 tarihine hatta son fıkra gereğince 31/12/2005 tarihene kadar uzayabildiğinden davacının babasından dolayı ölüm aylığını bu tarihten sonra (31/05/2012) tarihinde talep etmiş bulunmasına rağmen hak edebilecek durumdadır. Doğal olarak 31/12/2005 tarihinden sonraki vefat olaylarında 506 sayılı Yasanın 68. Maddesinin VI. fıkra hükümlerinin uygulanacağı açıktır. Daha sonra ise 5510 sayılı Yasa’nın 54. Madde hükümleri yürürlüğe ğirinceye kadar aylık bağlama için anılan maddenin şartları aranacaktır.
Bu nedenle Yerel Mahkeme bütün unsurlarıyla isabetlidir. Temyiz incelemesi sırasında yüksek daire coğunluğu 506 sayılı yasanın 121. Maddesine eklenen ek geciçi 91. Maddenin somut olayla bağlantısı yönünden bir değerlendirme yapılmamış olup bunun yanı sıra ölüm aylığı ve dul aylığını bağlayacak Sosyal Sigorta Kurumu’nun aynı sigorta kurumu olduğu, iki aylığın birden bağlanamayacağını dolayısıyla sadece 506 sayılı Yasanın 68. Maddesinin VI. fıkra hükmünün somut olayı ilgilendirdiğinden bahisle hükmün bozulması yolunda görüş belirtmiş iseler de yukarıda anlatılan nedenlerle çoğunluk görüşüne katılamamaktayım. 13/02/2014