Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/18182 E. 2014/14269 K. 19.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18182
KARAR NO : 2014/14269
KARAR TARİHİ : 19.06.2014

MAHKEMESİ : Balıkesir 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 12/09/2013
NUMARASI : 2009/542-2013/452

Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 05/07/1980 olduğunun tespitine, 01/02/2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığına, biriken aylıkların faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, sigortalılık başlangıç tarihinin 5.7.1980 olarak tespiti ile davacının 1.2.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece,davanın kabulü ile davacı T. Ş. sigortalılık başlangıç tarihinin 05/07/1980 tarihi olduğunun tespitine,davacının 01 / 02 / 2008 tarihinden geçerli olmak üzere yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazandığının ve bu tarihten itibaren ödenmesi gereken yaşlılık aylıklarının 11/04/2008 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizleri ile birlikte davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanaklarından 506 sayılı Yasa’nın 108.maddesinin 1.fıkrasında; ” Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihdir.” hükmü düzenlenmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa’nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa’nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa’nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınarak; davanın kamu düzenine ilişkin olduğu da gözetilerek davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığı yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 47208 sicil nolu davalı işyerinden, davacı adına 5.7.1980 tarihli işe giriş bildirgesinin kurum kayıtlarına 6.5.1981 tarihinde intikal ettirildiği, davalı işyerinden kuruma verilen dönem bordrosu bulunmadığından bordro tanığı dinlenemediği,Kurumca verilen cevabi yazıda ,davalı işyerine komşu işyeri bulunmadığının bildirildiği,mahkemece yetersiz araştırma ve inceleme ile sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, zabıta araştırması ile daha özenli olarak tespit edilecek komşu işyerlerinde benzer işi yapan işlerle uğraşan işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanların beyanlarına başvurmak, davacının sigorta sicil numarasının kurumun hangi ünitesince verildiği ve hangi yılın ve ayın serilerinden olduğunu sormak, sigortalı işe giriş bildirgesindeki imzanın davacıya ait olup olmadığını belirlemek amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırmak, tüm deliller değerlendirilerek göre fiili çalışmanın olup olmadığına karar verip yaşlılık aylığı koşullarını sonucuna belirlemekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.