Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/18176 E. 2014/17003 K. 11.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18176
KARAR NO : 2014/17003
KARAR TARİHİ : 11.09.2014

MAHKEMESİ : Kırklareli İş Mahkemesi
TARİHİ : 06/06/2013
NUMARASI : 2011/234-2013/282

Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 01/08/1991 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

KARAR

Davacı, sigorta başlangıç tarihinin 01.08.1991 olduğunun tespitini istemiştir.
Mahkemece, davacının sigorta başlangıç tarihinin 01.08.1991 olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 3/II (B) bendine göre özel kanunda nitelikleri belirtilen çırakların, çıraklık devresi sayılan süre içerisinde malullük yaşlılık, ölüm sigortaları hükümlerine tabi olamayacakları ve bu hükmün sonucu belirtilen sürelerin sözü edilen Yasanın 108. maddesinde de gösterilen sigortalılık başlangıcı olarak kabul edilemeyeceği hükme bağlanmıştır.
Dosyadaki kayıt ve belgelere göre; davacının 01.08.1991 işe başlama tarihli işe giriş bildirgesinde çırak olarak çalıştığına dair bir açıklama yoksa da; 1991/2 dönemine ilişkin ” Malullük, Yaşlılık ve Ölüm siortasına tabi olmayanlar” için düzenlenen bordroda davacının isminin yer aldığı, davacının 18 yaşından küçük olduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda, davacının sözü edilen tarihte 14 yaşında olduğu ve yaşı itibari ile üretime yönelik çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, kaldı ki işveren tarafından dava konusu döneme ilişkin olarak düzenlenen 1999 yılı ikinci dönem bordosuyla, davacı adına 6 günlük bir çalışmanın kısa vadeli sigorta koluna tabi (çırak) şeklinde bildirilmiş olması nedeni ile davacının uzun vadeli sigorta koluna tabi olmayacağından davanın reddi yerine hükümde yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 6.11.2013 gün 2013/21-337 E., 2013/1545 K. sayılı kararında da aynı husus benimsenmiştir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızındavanın reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,11/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.