Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/18075 E. 2014/17997 K. 18.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18075
KARAR NO : 2014/17997
KARAR TARİHİ : 18.09.2014

MAHKEMESİ : Trabzon 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 12/07/2013
NUMARASI : 2013/250-2013/3

Davacı, 01/05/1985-03/01/2012 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında zorunlu veya isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı olduğunun, 03/01/2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Davacı, 20.05.1984-03.01.2012 tarihleri arasında 27 yıl 8 ay 11 gün Bağ-kurlu olduğunun ve yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamda yazıldığı şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Dava hukukî nitelikçe; primi ödenmiş 21.05.1985-06.01.1997 tarihleri arasında kalan dönemde davacının 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olduğunun ve 01.02.2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazandığının tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 1479 sayılı Kanunun 24. maddesinde; zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olmak için, ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi mükellefi olma, gelir vergisinden muaf olanların da meslek kuruluşuna kayıtlı olması hükmü yer almaktadır. Yine, 22.03.1985 tarihinde 3165 sayılı Kanunla getirilen düzenleme ile de; kendi nam ve hesabına çalışanlardan vergi mükellefi olan, esnaf siciline veya meslek kuruluşuna kaydı olanların Bağ Kur sigortalısı olacağı belirtilmiştir.
Açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde; vergi kaydı esas alınarak 20.05.1984 tarihi itibariyle 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı olarak kayıt ve tescili yapılan davacının; vergi, meslek kuruluşu ve esnaf sicil kaydı olmayan 21.05.1985-06.01.1997 tarihleri arasında kalan dönemde 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı olarak kabulü mümkün değildir.
Öte yandan davacı, tecil ve taksitlendirme Kanunundan yararlanmak suretiyle geçmişe yönelik olarak dava konusu döneme ilişkin Kuruma prim ödemesinde bulunmuşsa da; gerek, 3780, gerekse, 4247 sayılı Kanunlar, kazanılmış ve mevcut sigortalılığa ilişkin olarak tahakkuk etmiş prim borçlarının ödenmesine ilişkin olup; Kurumun hatalı işlemi ile bu Kanunlardan yararlanmak suretiyle geriye yönelik olarak primlerin ödenmesinin, sigortalı olmadığı süreler yönünden davacı yararına usulü kazanılmış hak yaratması mümkün değildir.Ayrıca, 1479 sayılı Kanunun 79. maddesi hükmüne göre, isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı olmak için Kuruma yazılı başvurunun, yada, isteğe bağlı sigortalı olma iradesini ortaya koyacak şekilde Kuruma prim ödemesinin varlığı koşul olup, 01.09.2003 tarihinde ilk prim ödemesi bulunan davacının, dava konusu dönemde yazılı talebi veya isteğe bağlı sigortalı olma iradesini ortaya koyacak şekilde prim ödemesi olmadığı anlaşıldığından, dava konusu sürenin isteğe bağlı sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesinden de söz edilemez.
Hal böyle olunca; davacının, 03.01.2012 tarihinde yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğu gözetilerek, yaşlılık aylığından yararlanma koşullarının varlığı; yukarıdaki açıklamalar kapsamında yapılacak değerlendirme sonucuna göre yeniden irdelenmelidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile, yazılı biçimde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum Avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.