Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/18024 E. 2014/9230 K. 28.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18024
KARAR NO : 2014/9230
KARAR TARİHİ : 28.04.2014

MAHKEMESİ : Mersin 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 25/06/2013
NUMARASI : 2012/636-2013/286

Davacı, yetim aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptaline, kesilen aylıkların faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 01/10/2008 tarihinden beri aldığı ölüm aylıklarının, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca yersiz ödeme olarak kabul edilmesi ile davacıdan tahsiline ilişkin kurum işleminin iptali ve aylıkların kesildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte yeniden bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56’ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, 04/04/2003 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşinden TMK 166/3. fıkrası uyarınca anlaşmalı olarak boşandığı, yaptığı başvuru sonucunda davalı kurum tarafından davacıya babasından dolayı ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmış, davalı Kurum tarafından başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 13/05/2011 tarihli kontrol memuru raporunda, davacı ve boşandığı eşinin kayıtlı yerleşim yerleri araştırılarak, halihazırda ikisinin de H. Mah. .. Sok. No:. adresinde kayıtlı oldukları tespit edilmiş, apartmanın 1. katında oturan komşuları N. D. ve .. numaralı dairede oturan H.. K.. ile yapılan görüşmede; davacının, eşi ve çocukları ile 6-7 yıldır apartmanda ikamet ettiğinin öğrenildiği bildirilmiştir. Mahkemece yapılan adres hareketleri araştırmasında davacının 2003 yılında eşinden boşanmasına rağmen 16/02/2007 tarihli TÜİK sayımında aynı adreste sayıldıkları, kontrol memuru raporu düzenlendikten sonra eski eşin 19/10/2012 tarihinde yerleşim yerini başka bir adrese naklettiği tespit edilmiştir. Abonelik kayıtları incelendiğinde, davacının fiilen yaşadığı adreste eski eş adına 10/08/2009 başlangıç tarihli elektrik aboneliği ve 13/08/2008 başlangıç tarihli su aboneliğinin bulunduğu belirlenmiş; 05/11/2012 tarihli kolluk araştırmasında, davacının belirtilen adreste kızı ile birlikte yaşadığı, eski eşi ile fiili birlikteliğinin bulunmadığı bildirilmiş, Mahkeme huzurunda dinlenen davacı tanıklarının, davacı ve boşandığı eşinin boşandıktan sonra fiilen birlikte yaşamadıklarını beyan ettikleri; kontrol memuruna beyanda bulunan H.. K..’ın ise mahkeme huzurunda haklı nedene dayanmaksızın beyanını değiştirerek, davacının çocukları ile yaşadığını, eski eşini kızının istenmesi sırasında eve geldiğini, öncesinde hiç görmediğini ifade ettiği görülmüştür.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçeriidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, kontrol memuru raporuna göre davacı ve boşandığı eşinin birlikte yaşadığının gerek çevre araştırması gerekse adres kayıtlarından tespit edilmesi; kontrol memuru tarafından beyanına başvurulan ve mahkeme huzurunda haklı nedene dayanmaksızın beyanını değiştiren tanık H.. K..’ın yargılama sırasındaki beyanının hükme esas alınamayacağı hususu; adres kayıtlarından davacı ve boşandığı eşinin 2003 yılında boşanmalarına rağmen 16/02/2007 tarihli TÜİK sayımında aynı adreste sayılmaları, kontrol memuru raporu düzenlendikten sonra eski eşin 19/10/2012 tarihinde yerleşim yerini başka bir adrese nakletmesi, davacının İlilen yaşadığı adreste davacının eski eşi adına 2008 ve 2009 yıllarında başlatılan elektrik ve su aboneliklerinin bulunması hususları birlikte göz önüne alındığında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.