Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/17927 E. 2014/2914 K. 24.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17927
KARAR NO : 2014/2914
KARAR TARİHİ : 24.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 13. İş Mahkemesi
TARİHİ : 19/06/2013
NUMARASI : 2004/1183-2013/332

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenler ile temyizin kapsamına göre davalı şirketler vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, 20.10.2001 tarihindeki iş kazası nedeniyle %1,2 oranında sürekli iş göremezliğe maruz kalan sigortalının manevi zararının giderilmesi ile yine hafta tatili, bayram tatili, genel tatil, fazla çalışma ve izin ücretlerini içeren işçilik alacaklarının tahsili istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, birleşen dava olan Ankara 11.İş Mah.’nin fazla çalışma üçreti alacağına ilişkin davanın geri alınması nedeniyle reddine, 3.922,55TL maddi, 5.000,00TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; davacı sigortalının anılan iş kazası nedeniyle maluliyet oranının %1,2 olup kazanın oluşumunda davacının %20 oranında mütefarik kusurunun bulunduğu anlaşılmıştır.
Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalı yakınlarına verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir.
O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları,tarafların sosyal ve ekonomik durumları,paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu,olayın ağırlığı,davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez ve yine 22.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de açıklandığı üzere zarar görenin müterafik kusurunun varlığı halinde bu durumun manevi tazminatın takdirinde göz önünde bulundurulması gerekir.
Bu açıklamalardan olarak somut olayda, kaza tarihine, tarafların kusur dağılımı ile sosyal ekonomik durumlarına göre davacı sigortalı lehine hükmedilen 5.000,00TL manevi tazminat fazladır.
O halde, davalı şirketler vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 24.02.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.