YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17767
KARAR NO : 2014/570
KARAR TARİHİ : 16.01.2014
MAHKEMESİ : Kayseri 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 10/09/2013
NUMARASI : 2013/580-2013/473
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 15/03/2003-01/08/2006 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi …… tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun ve davalı işyerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 15.03.2003 ile 01.08.2006 tarihleri arasında davalı işyerinde aralıksız çalıştığını ve 507 günlük sürenin eksik bildirildiğini, Kuruma bildirilmeyen bu sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının 25.3.2003 ile 1.8.2006 tarihleri arasında aralıksız olarak davalı şirkette çalıştığına karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı şirket tarafından davacı adına 25.03.2003 tarihinde işe girdiğine dair işe giriş bildirgesinin verildiği, davacı adına 25.3.2003 ile 26.11.2005 tarihleri arasında kısmi bildirimde bulunulduğu ve davalı şirket tarafından 20003ile 2005 yılları arasında ücret bordrolarının dosyaya sunulduğu, mahkemece eksik bildirildiği kabul edilen aylara ait bazı ücret bordrolarının imzalı olduğu anlaşılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Gerçekten, davacının, işyerindeki bir kısım çalışmaları aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. İmzalı bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde otuz günün altında geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise, eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Başka bir anlatımla, yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemez. Dairemizin, giderek Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır. Davalı tarafından imzalı ücret bordrosu ibraz edilen, ancak davacı tarafından aksi yazılı delil sunulamayan dönemler bakımından davacının ücret bordrolarında gösterilenden daha fazla çalıştığını tespit etmek mümkün değildir. 506 sayılı yasanın 79/2 maddesi ” Ay içinde bazı işgünlerinde çalıştırılmadığı ve ücret ödenmediği beyan edilen sigortalıların otuz günden az çalıştıklarını açıklayan bilgi ve belgelerin işverence prim bildirgelerine eklenmesi şarttır. “şeklinde düzenlenmiştir. Bu nedenle belirtilen madde kapsamında davalı işyeri tarafından davacı adına bildirilen eksik günlerin belgelendirilmesi yasa gereği olup, hüküm kurulurken bu hususa dikkat edilmesi gerekir.
Yapılacak iş; imzalı ücret bordrosu olan ve ücret bordrosundaki imzanın davacıya ait olduğu dönemlerde imzalı ücret bordrosu kadar çalıştığının tespitine karar vermek ve ayrıca imzalı ücret bordrosunun bulunmadığı dönemlerde 506 sayılı yasanın 79/2. maddesi kapsamında davalı işyeri tarafından bildirimde bulunup bulunulmadığı araştırılarak, işverenin kuruma eksik bildirim ile ilgili belgeleri zamanında ibraz ettiği anlaşılıyorsa bildirime dayanak belgelerin gerçeğe uygun olup olmadığını belgelerin niteliğini de gözönünde tutarak diğer delillerle birlikte değerlendirmek eğer bildirimde bulunulmamış ise doğrudan tanık sözleri ve diğer delillere göre sonucu gitmekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun ve davalı işverenin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan C.. Ş..’ne iadesine, 16/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.